Kantin-İş Sen Başkanı Okan Fırat, “Altı aydır hanelerimize tek bir kuruş para girmiyor, satın aldığımız eserler elimizde kaldı. Öte yandan devam eden sigorta ve Bağ-Kur ödemelerimiz, devam eden vergi yükümlülüklerimiz var. Bizler bugün vergi ödeyebilecek durumda değiliz” dedi.
Korona virüs salgınından dolayı okulların 6 aydır kapalı olması kantin işletmecilerini zora soktu. Geçim kahrı çeken kantin sahipleri Ulus Anıtı önünde toplanarak taleplerini dile getirdikleri bir basın açıklamasında bulundu.
Bahis hakkında açıklama yapan Kantin-İş Sen Başkanı Okan Fırat, “2020’nin ilk yarısı itibariyle dünya çapında bütün eğitim kademelerinde bir milyarın üzerinde öğrenci, klasik yüz yüze eğitim ortamlarından yoksun kalmıştır. Çeşitli ülkeler eğitim sürecinde yaşanan mecburî boşluğu ’uzaktan eğitim’ uygulamaları ile kapatmaya çalışsa da yaşanan sürecin eğitim sistemleri, öğretmen, öğrenci ve veliler üzerindeki olumsuz etkileri sürmektedir” tabirlerini kullandı.
Kantin-İş Sen Başkanı Okan Fırat, yaptığı açıklamada şunlara dikkat çekti:
“Covid-19 salgınının Türkiye’deki tehlikeli seyri devam ederken, eğitim-öğretim kurumlarının durumu ve okulların açılıp açılmayacağı tartışmaları uzun müddettir yürütülmektedir. 18 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın eğitim çalışanını direkt ilgilendiren böylesine önemli bir bahiste yüz binlerce kantin işletmecisinin güya hiç yokmuşçasına davranılmasına derinden üzüldüğümüzü söz etmek istiyorum. 13 Mart 2020 tarihinde pandemi nedeniyle okullarımız kapandı. Dolayısıyla kantinlerimiz de kapandı. Her birimiz üniversal bir sağlık tehdidiyle sarsıldık, endişelendik ve konutlarımıza kapandık. İnanın, bizler de zil çalmasını çok özledik. Kantinler yalnızca yiyecek ve içecekle özdeşleştirilen işletmeler üzere görünüyor. Halbuki biz daima vurguluyoruz, kantinlerde birer eğitim sembolü, eğitim-öğretim hayatının ayrılmaz modülleridir.”
“Bizler bugün vergi ödeyebilecek durumda değiliz”
Kantin işletmeleri olarak güç durumda olduklarını söyleyen Fırat, ”Altı aydır hanelerimize tek bir kuruş para girmiyor, satın aldığımız eserler elimizde kaldı. Öte yandan devam eden sigorta ve Bağ-Kur ödemelerimiz, devam eden vergi yükümlülüklerimiz var. Bizler bugün vergi ödeyebilecek durumda değiliz. Artık kantin işletmecileri olarak nefes alamaz duruma geldiğimiz ortada. Bizler nefes almak ve devletimizin arkamızda olmasını istiyoruz. Önümüzde bilim şurasının görüşleri üzerine şekillenen bir eğitim-öğretim programı var. Bizler sabır ve sükunet içinde bu programın gerçekleşmesini bekledik. Haykırışımız okulların açılmamasına değil elbette. Bizler bu zorluklarla başa çıkmak için yeri geldi kredi çektik, yeri geldi dostlarımızdan borçlar aldık. Lakin bıçak kemiğe dayandı, artık bizlerin de sesinin işitilmesine muhtaçlığımız var, altı ay çok uzun bir süre” biçiminde konuştu.
“Destek ve yardım bekliyoruz ”
Çalışamadıklarından dolayı meskenlerini geçindiremediklerini belirten Fırat, “Sabit masraflarımız, konut kiralarımız, kredi kartı borçlarımız, Bağ-Kur pirim ödemelerimiz var. Altı aydır hiçbir gelirimiz yok. Çalışmıyoruz, işsiziz. Bu bizim mesleğimiz. Biz konutumuzu bu işle geçindiriyoruz. 21 Eylül’de okullar ne şekilde açılacağı nasıl açılacak ve ne kurallarda çalışacağımız da muhakkak değil. Kantinci esnafı umutsuzdur. Bu eğitim ve öğretim yılında ikili eğitime geçilme durumu var. Farklı bir senaryonun gündeme alınmasıyla öğrenci sayılan azalacak. Öğle yemekhanelere öğrenci gelmeyecek bizlerin olmayan karı hiçe dönüşecektir. Kantin kiralarımızı ödemek bir yana bu güç koşullarda tekrar konutumuza ekmek götüremez hale geleceğiz. Bizlerin biraz nefes alması için devletimizden dayanak ve yardım bekliyoruz” sözlerini kullandı.
“Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan ve 81 ilin Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilen yazıda ‘Eğitim ve öğretime orta verilmesi durumunda kiracının çalışma mühletleri ve kirası dondurulur’ sözüne açıkça yer verilmesine karşın bu süreçte dahi kantin kiralarına başta Ankara olmak üzere yüzde 300’e varan artışlar yapılmıştır” biçiminde konuşan Fırat, kelamlarına şöyle devam etti:
“Bu süreçte kontrat yenilenemez, muhammen bedel yapılamaz. Yapılan muhammen bedel ve kira artışlarının iptal edilmesini ve 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı’ndan kira alınmamasını talep ediyoruz. Bizler endişeliyiz, yarından umudumuzu yitirdik. Tasalarımızı giderecek adımların en kısa müddette atılmasını talep ediyoruz. Devletimiz esnafına sahip çıkmalıdır. Bizler vergi, SSK, Bağ-Kur bedellerinden 13 Mart 2020 tarihi prestiji ile muaf tutulmayı istiyoruz. Bizler geçimimizi idame ettirmek için faizsiz hibe kredilerinden faydalanmak istiyoruz. Bizler iflasın eşiğindeki bir dalın çalışanlarıyız. Umutlarımız tükenmekte de olsa, devletimizin gücüne ve hassaslığına inancımız tamdır.”
