Basına nazaran AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın parti kurmaylarına ilkin “Çalışıp, gözden geçirin. Halk istiyorsa kaldırın” dediği, akabinde ‘Türkiye’nin Bulgaristan, Hırvatistan ve Macaristan’ın eşcinselliği teşvik ettiği gerekçesiyle çekilmesini örnek alması gerektiğini’ söylediği İstanbul Sözleşmesi’ne karşı bir adım da Polonya’dan geldi.
Avrupa Birliği (AB) üyesi Polonya’nın çok muhafazakar-milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) hükümeti, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını açıklarken daha önce çekilen ülkelerle birebir savı ileri sürdü.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme adımlarını gelecek hafta atmaya başlayacaklarını duyuran Polonya Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, “Sözleşmenin kadına yönelik şiddetle gayret kararlarını kabul ediyoruz. Lakin ideolojik ögeleri reddediyoruz. Biyolojik cinsiyete karşı sosyo-kültürel cinsiyet dayatılıyor” dedi.
‘Sözleşmenin okullarda çocuklara cinsiyet kavramının biyolojinin ötesinde toplumsal ve kültürel boyutlarının da olduğunun öğretilmesini gerektirdiğini, biyolojik cinsiyetin öğretilmesini talep eden ebeveynlerin haklarının ihlal ettiğini, bu üzere ideolojik ögelerini ziyanlı bulduklarını’ söyleyen Ziobro, ülkedeki iç hukukun kadınları şiddetten korumak için kâfi olduğunu savundu.
Öncülük yapan ülkeye ve imzalandığı yere atıfla İstanbul Mukavelesi denilen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Gayrete Ait Avrupa Kurulu Sözleşmesi’nden çekilme açıklaması, Polonya çapında protesto gösterileriyle karşılandı.
Başşehir Varşova ve öteki kentlerde başını kadınların çektiği on binlerce kişi ‘Kadın Grevi’ sloganıyla sokaklara döküldü.
“PiS kadınların cehennemidir” yazılı pankartlar açtığı protestonun organizatörlerinden olan Marta Lempart, “Amaç mesken içi şiddeti, kadına şiddeti yasallaştırmak” dedi.
“Kadınlara karşı değil virüse karşı savaş” üzere sloganlar atan protestocular, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme yanlısı bir derneğin merkezine yürüdü.
Hem LGBT+ haklarına hem komünizme düşman
Muhalifleri tarafından demokrasi düşmanlığıyla eleştirilen PiS, LGBT+, kadın hakları ve kürtaj aksisi siyasetleriyle da tanınıyor.
Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, ‘LGBT+ haklarının komünizmden daha yıkıcı bir ideoloji’ olduğunu savunduğu, Polonya anayasasına eşcinsel çiftlerin evlat edinmesini engelleme vaadinde bulunduğu kampanyayla bu ay ikinci defa misyona seçildi.
Kadın cinayetlerine karşı en önemli araç
11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan mukaveleyi imzalayan ve onaylayan ilk ülke Türkiye olmuştu.
Kadın hakları örgütlerinin Türkiye’de tam manasıyla uygulanmadığını söylediği kontrat, son olarak Pınar Gültekin cinayetiyle birlikte tekrar gündeme geldi ve toplumsal medyada #İstanbulSözleşmesiYaşatır etiketiyle desteklendi.
‘Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yayılması, cinsel yönelim temelli ayrımcılık yapılmaması’
‘Toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün topluma başta eğitim yoluyla olmak üzere yayılmasını’ öngören mukavele, tarafların her türlü şiddet hareketini ve ayrımcılığı önleyecek gerekli yasal ve başka önlemleri almasını mecburî kılıyor, kadınları güçlendirecek faaliyetlerin yaygınlaştırılmasını istiyor. Taraflara, ulusal anayasalarına yahut ilgili başka mevzuata kadın erkek eşitliği ilkesini dahil etme ve bu ilkenin uygulanmasını sağlama, kadınlara karşı ayrımcılığı yasaklama ve kadınlara karşı ayrımcılık yapan yasa ile uygulamaları yürürlükten kaldırma zaruriliği getiriyor. Mukavele kararları uygulanırken, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi yahut öteki tıp görüş, uygar hal, göçmen yahut mülteci statüsü v.b. kimlik özelliklerinin yanı sıra cinsel yönelim temeline dayanarak ayrımcılık yapılamayacağı vurgulanıyor. Devlet yetkililerinden ve kurumlarından kontratın getirdiği yükümlülüklere uygun bir biçimde hareket etmeleri isteniyor.
