Yazarlar

İşgücü Planlaması

Devletler, vatandaşlarının temel ihtiyaçları olan güvenlik, eğitim, sağlık, ulaşım, barınma ve altyapı yatırımlarını sağlamak amacıyla vergi toplarlar. Vergilerin bu ihtiyaçları dengeli bir şekilde karşılayacak şekilde harcanması gereklidir. Bir alana fazla önem verip diğer alanlara daha az önem vermek, bu hizmetlerin aksamasına yol açabilir.

Örneğin, Kuzey Kore gibi ülkelerde güvenliğe, Küba gibi ülkelerde ise sağlığa fazla kaynak ayırmak, diğer hizmetleri aksatmaktadır. Ülke vatandaşlarının, ülkenin genel varlık durumuna göre tüm bu hizmetlerden eşit şekilde yararlanması sağlanmalıdır.

Bazı ülkelerde, Norveç, Suudi Arabistan, ABD gibi, devletin vergi dışı sürekli gelirleri bulunmaktadır. Genellikle yeraltı kaynakları veya teknolojiden elde edilen bu gelirler, varlık fonunda değerlendirilir. Geliri giderinden fazla olan bir varlık fonu oluşturulamaz. Varlık fonu ve gelirleri, ya gelecekteki ihtiyaçlar için yedekte tutulur ya da vergi indiriminde kullanılır.

Devletler, hükümetler kanalıyla yönetilir. Hükümetlerin, bu yatırım ve işletme faaliyetlerini en uygun maliyet ve kalitede yürütmesi gereklidir. Aksi takdirde, israf nedeniyle hizmetler, ihtiyaçları karşılayacak şekilde yerine getirilemez.

Vatandaşların vergi verebilmesi ve ülkenin yaşamını sürdürebilmesi için üretim ve ticaret şarttır. Hem vatandaşların, hem de kurdukları şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmesi, hem de devletin temel ihtiyaçları sağlayacak faaliyetleri gerçekleştirebilmesi için yetişmiş işgücüne ihtiyaç vardır.

İnsanlar, temel eğitim aşamasından sonra kendilerine yetenek ve arzularına uygun meslek seçerler ve bu mesleğin eğitimini alırlar. Devletin görevi, ülkenin ihtiyacı olan meslek gruplarına ve yerleşim bölgelerine göre orta ve yüksek kademe eğitim tesisleri planlamak ve bu tesislerle ilgili altyapıyı, öğretim elemanı dahil, sağlamaktır.

İşgücü planlamasında, eğer eleman ihracatı planlanıyorsa bu da dikkate alınmalıdır. Eğer böyle bir plan yoksa, yetişmiş elemanların ülke içinde tutulması için sosyal tedbirlerin alınması gereklidir.

Yukarıda belirttiğim temel ihtiyaçlarla ilgili faaliyetlerin yerine getirilmesi, doğrudan devlet kuruluşları tarafından yapılmalıdır. Sağlık tesisleri, her seviye okul ve üniversiteler, meslek edindirme kursları, toplu ulaşım, altyapı (elektrik, gaz, su, kanalizasyon, yol) işletmeleri mutlaka devlet tarafından yapılmalıdır. (Burada ayrım, sadece marjinal işler için yapılabilir; örneğin turistik seyahatler, zorunlu olmayan estetik operasyonlar gibi hizmetler özel sektöre verilebilir.) İnşaat faaliyetleri özel sektöre yaptırılabilir. Ancak, işletme ve işletmeye yönelik bakım faaliyetleri devlet kuruluşları tarafından yürütülmelidir.

Ülkemize gelince, maalesef işgücü planlaması yoktur. Mikro milliyetçi, sınırlı görüşlü veya kendini göstermek isteyen baskı gruplarının etkisiyle çok sayıda mezunun, mezun olduğu dalda çalışma imkanı olmayan bölümlerden yetiştirildiği bir durum ortaya çıkmıştır. Diplomalı işsizler yetiştirir hale gelinmiştir.

Daha da kötüsü, ihtiyaç duyulan meslek gruplarında yeterli öğretim elemanı bulmak mümkün olmadığından, bu bölümler sürekli olarak kurulmakta ve yeni mezunlar işsizlikle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, her yıl yüzlerce işsiz mezun ortaya çıkarmaktadır. Özellikle mühendislik bölümleri dahil olmak üzere birçok bölüm bu durumu yaşamaktadır.

Buna karşılık, orta seviye her meslek grubunda eleman sıkıntısı vardır. Ülkenin gerçek ihtiyacı belirlenip, tüm üniversiteler ve bölümler gözden geçirilerek büyük ölçüde ara kademe elemanı yetiştirecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.

Ülkemizde haftalık çalışma saati, devlet memurları (657) için 40 saat, işçiler (4a) için 45 saattir. Büyük bir adaletsizlik vardır. Avrupa ülkelerinde 45 saatlik çalışma süresi artık uygulanmamaktadır. 5 iş günü haftalık çalışma süresi 4 güne düşürülmektedir. Ülkemizde hala Cumartesi günleri iş günü olarak sayılmaktadır.

En kısa sürede, işçi ve memur çalışma süreleri eşitlenerek 40 saat olmalıdır. Cumartesi günleri de memurlarda olduğu gibi tatil günü olmalı ve bu günlerde çalışanlar fazla mesai almalıdır. 40 saatlik çalışma süresi de fazladır. Bir yıl içinde bu süre, 38 saate düşürülmelidir. Bu durumda, istihdam artacak, işsizlik azalacak ve toplumda hareketlilik artacağından, ekonomiye olumlu yansımaları olacaktır.

Her zaman krizlerde ilk yüklenilen, maliyet yarattığı ileri sürülen işçilik, restoran sektöründe dahi %33’ten fazla değildir. Sanayi kuruluşlarında ise bu oran %2-15 arasındadır. Diğer ülkelerde nasıl olumlu etki yaptıysa, çalışma saatlerinin azaltılması ülkemizde de aynı olumlu etkiyi oluşturacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakın!