Dünya, 7 Ekim 2023’te başlayan ve Gazze’de insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınan İsrail saldırılarına karşı neden sessiz? İsrail’in, kadın, çocuk ve yaşlı demeden 40 bin insanın canına kıydığı bir vahşet karşısında, insan hakları ve demokrasi savunuculuğu yapan Batı’nın suskunluğu büyük bir çelişkiyi gözler önüne seriyor. Hastaneler, kamplar, okullar hedef alınırken, uluslararası toplum üç maymunu oynamaya devam ediyor.
İsrail Gerçekten Bu Kadar Güçlü mü?
İsrail’in bu denli rahat hareket etmesi, uluslararası toplumun güçsüzlüğünden mi yoksa gizli bir iş birliğinden mi kaynaklanıyor? İsrail’in, özellikle Batı dünyasında büyük bir etkisi olduğu açık. Askeri gücü, istihbarat kabiliyetleri ve küresel siyasetteki nüfuzu, bu sessizliğin temel nedenlerinden biri olabilir. Ancak asıl mesele, bu gücün arkasında yatan ideolojik ve ekonomik çıkarların varlığıdır. Bazı devletlerin İsrail’i kendi gizli gündemlerinin öncüsü olarak kullanması, bu katliamlara göz yumulmasının temel nedenlerinden biri olabilir.
Müslüman Ülkelerin Sessizliği
En az Batı kadar sorgulanması gereken bir başka mesele de Müslüman ülkelerin suskunluğudur. İslam kardeşliğinden bahseden liderler, Gazze’deki vahşet karşısında neden sessiz kalıyor? Hangi korkular ya da çıkar hesapları, bu suskunluğu dayatıyor?
Müslüman, Müslüman’ın kardeşi değil miydi? Nerede bizim dayanışmamız, hani nerede o sözde İslam birliğimiz? Bu sessizlik, Gazze’deki mazlumların yüreklerini daha da incitiyor.
Halkın Çaresizliği
Dünyanın dört bir yanında insanlar, yürüyüşlerle, mitinglerle, sosyal medya kampanyalarıyla İsrail’i protesto etmeye çalışıyor. Ancak bu çabalar, ne yazık ki yetkisiz ve etkisiz. Sivil toplum kuruluşlarının kısıtlı imkânlarla yürüttüğü çalışmalar dışında bir şey yapılmıyor.
Sözde büyük güçler suskunken, halkın vicdanı bir yerlere ulaşmak için çırpınıyor. Ama bu çırpınışlar, adeta kendi kendimize çalıp oynadığımız bir oyun gibi görünüyor.
Türkiye ve Diğer Ülkelerin Tutumu
Türkiye, Gazze konusunda en net tavır koyan ülkelerden biri oldu. Ancak bu tavır, ne yazık ki diğer Müslüman ülkeler tarafından yeterince desteklenmedi. İran gibi ülkeler, halklarının gazını almak için göstermelik hamleler yaparken, etkisiz füze saldırılarıyla durumu kurtarmaya çalıştı. Ama bu çabaların Gazze’ye hiçbir faydası olmadı.
Ben şahsen yediğim yemeklerden tad alamıyorum. Gazze’deki kardeşlerimiz aklıma gelince, boğazımda o yemekler düğümleniyor.
Bu nasıl bir insanlık anlayışı? Gazze’ye gıda yardımına dahi müsaade edilmiyor.
Lanet olası savaşların dahi kuralı vardır. İsrail, insan haklarını bırakın, savaş kurallarını dahi ihlal ediyor. Buna rağmen dünya sus pus.
İnsanlık Gazze’de Öldü
Gazze’de yaşananlar sadece bir savaş değil, aynı zamanda bir insanlık sınavıdır. Açlık, sefalet, soğuk, insanların yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Batı, İsrail’e silah sağlamaya devam ederken, bu silahların çocukları öldürdüğünü bile bile susuyor. Bu durum, insanlık vicdanının ne kadar köreldiğini gözler önüne seriyor.
2025’e girmeye hazırlandığımız bu günlerde, savaşlar artık sona ermelidir. Gazze’de, Ukrayna’da ve dünyanın dört bir yanında akan kanın durması için küresel bir bilinç uyanmalıdır.
Süper güç dediğimiz devletlerin silahları ve paraları olabilir, ancak insanlık ve vicdanları yok olmuş durumda.
İnsanlık, Gazze’de sınıfta kaldı.
Bu köşe yazımı bir çağrı olarak kabul edelim. Belki bir yerde bir vicdanı harekete geçirir. Belki Gazze’de akan kanı durdurmak için küçük de olsa bir adım atılmasına vesile olur. Çünkü artık dur demenin zamanı geldi.
Suat ŞAHİN