
Atabay İlaç Türkiye’nin en esaslı şirketlerinden biri. Kuruluşu 1938’e dayanıyor. Atabay İlaç’ın Yönetim Heyeti Başkanı Bülent Atabay kolda yenilikçi, vizyoner kişiliğiyle tanınıyor.
Pandemi sürecinde Türkiye’de koronavirüse karşı üretilen ilk ilacın ruhsatlandırıldığı haberini duyunca Atabay İlaç’ı aradım. Ekibin başında Zeynep Atabay Taşkent’in olduğunu öğrendim. Telefonda ilk önce Atabay İlaç’ın yeni nesil temsilcilerinden Zeynep Atabay Taşkent’in eşi Atabay İlaç Yönetim Şurası Üyesi Doğan Taşkent’le konuştuk. Doğan Taşkent Türkiye Yapı Kredi Bankası kurucusu Kazım Taşkent’in torunu. “Eşim çok ağır lakin sizle konuşacaktır” deyince online temas kurduk ve bu güç dönemde gerçekleşen bu üretimin detaylarını, Türkiye’deki ilaç dalının geleceğini konuştuk.
Kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
1939’da Eczacı Kemalettin Atabay tarafından ‘Şark Merkez’ Ecza Deposu’nun kurulmasıyla başlıyor. 1955 yılında Tophane İlaç Fabrikası’nda beşeri ilaç üretimine başlamış aile büyüklerim. 1970 yılında Gebze’de Atabay Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismi altında beşeri ilaç dinamik hammaddesi üretimine ve 1975 yılında yeniden Gebze’de Atabay Tarım ve Veteriner İlaçları A.Ş. ismi altında zirai ilaç hammaddesi ve zirai ilaç üretimine başlandı. Bu tesislerde 100’ün üzerinde beşeri, tarım ve veteriner ilaç faal hammaddesi üretiyoruz. Ben 12-13 yaşlarındayken babamla işe giderdim. Babam daima işinin başında olan bir kişidir. Kız kardeşim ve bana da işi sevdirdi. Hammadde üretim tesislerimiz 1985 yılından itibaren Amerikan Sağlık Bakanlığı’ndan FDA ve 2002’den itibaren Avrupa Sağlık Bakanlığı EU GMP sertifikalarını aldı. Beşeri ilaç üretim tesisleri ise 2019’dan itibaren EU GMP sertifikasına sahip. Memleketimizin 8 büyük üniversitesi ile üniversite-sanayi işbirliği girişimleri geliştiriyoruz.
BAĞIMLILIĞIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Dünyada pandemiler çağına girildi. Sizce nasıl bir strateji izlenmeli?
Bugün külliyen globalleşmiş, kalabalık bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla viral enfeksiyonların çıkması olağan olarak görülmeli. Viral enfeksiyon biraz da sayı oyunu. Zira mutasyona uğruyor. Mutasyona uğraması için de çok sayıda insan kitlesi gerekiyor. Fakat bu seviyede olacağını kimse kestirim etmiyordu. Türkiye ilaç bölümü olarak dışa bağımlılığı mümkün olduğunca azaltmamız gerekiyor. Bu dönemde alınan en önemli ders bu olmalı. Devletimizde hiçbir zaman yüzde 100 yerli ve milli üretim laf konusu değil. Zira ne yaparsanız yapın ilk kullanacağınız hammaddeyi üreten kimya dalı. Bu kol maatteessüf ülkemizde zayıf. Başlangıç hususları birçok zaman yurtdışından geliyor. Ancak ne kadar erken safhada işe başlarsanız o kadar bedelli olur. Bizler yüzde 90’lardayız. Bu nispet pek başarılı ve hammaddedeki dışa bağımlılığımızı azaltmak için bir fırsat olabilir. Kimya bölümümüzün alt yapısına yatırım yapılabilir.
BIRINCI YERLİ İLACIN ÜRETİMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Koronavirüse karşı ürettiğiniz ilk yerli ilaç Sağlık Bakanlığı tarafından duyuruldu. Bu süreç nasıl gerçekleşti?
Sağlık Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu koronavirüs protokollerindeki ilaçlardan kimileri ülkemizde üretiliyor. Tedavi protokolünde konum alan ve 1. adımda kullanılan ‘Oseltamivir’ etken unsurlu ilaçlardan olan ‘Enfluvir’ bizim tarafımızdan üretiliyor. Hammaddesini de sentezlediğimiz için pek çok ülkeden avantajlı bir şekilde eseri tedarik ediyoruz. TÜBİTAK Türkiye Platformu’nda ‘Koronavirüse Karşı Dışa Bağımlılığı Azaltacak İlaçların ve Hammaddelerinin Yeni Sentez Yöntemleriyle ve Formülasyonlarla Geliştirilmesi’ girişiminde tek kişisel dal şirketi olarak yan aldık. Medipol Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Şık ile birlikte ‘Hydroxychlorokin’ ve ‘Favipiravir’ moleküllerinin sentez çalışmalarında geriye entegrasyonunu sağladık. Memleketimizde ilk kere yerli ve milli sentez ile virüse karşı geliştirilen ‘Favipiravir’ hammaddesi içeren ilacımız Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandı. Salgın süreci, şirketin geçmişten gelen sentez ve formülasyon felsefesinin hakikat olduğunu, bilime ve bilimsel çalışmalara önem verip fark yaratabileceğimizi gösterdi. Hammadde sentezi ile dışa bağımlılığı azaltırken, pandemi sırasında yaşanan tedarik düşüncesinin da önüne geçmeyi hedefliyoruz. İhracat, ciromuzun yüzde 25’ini oluşturuyor. 1985 yılında FDA onayı alarak ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. Amerika’ya Parasetamol ihracatı gerçekleştirdik. 35 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu ilacın ihracatı için çalışmalara başladık. Farklı moleküllere de çalışıyoruz.
Zeynep Atabay
KARİYET HIKAYESI
28 YILDIR ÇALIŞIYOR
ZEYNEP Atabay Taşkent, daima disinlinli oldu. Çalışkandı. Robert Kolej’i ilk 3’e girerek kazandı.1988 yılında Robert Kolej’den mevzun olup Nottingham Üniversitesi’nde kimya eğitimimi tamamlayıp 1992 yılında Gebze fabrikalarında hammadde sentez geliştirmede çalışmaya başladı. 28 yıldır değişik bölümlerde vazife alıp şu an da yönetim heyeti başkan yardımcısı olarak şirketin yönetiminde. 11 ve 7 yaşında iki çocuk annesi olan Zeynep Atabay Taşkent, Doğan Taşkent ile evli.
40 YILDIR BERABERLER
Ar-Ge’de kaç kişi çalışıyor?
Her yıl karımızın yüzde 20’sini Ar-Ge için ayırıyoruz. Ar-Ge’yi yürüten çekirdek takımımız 40 yıldan fazla vadedir birlikte çalışıyor. 25 kişi. Ar-Ge’nin liderliğini Almanya‘da uzun yıllar kimya mühendisliği tahsili yapmış ve 50 yıldır Ar-Ge süreçlerini yürüten babam Bülent Atabay yaptı. Almanya ve İsviçre modeli olan usta-çırak ilişkisi bazlı ‘bilgi transferine’ örnek gösterilebilecek bir kuruluş olduk. Son dönemde eşim Doğan Taşkent ile açık inovasyon konseptine geçtik ve üniversite işbirlikleri ile Ar-Ge yapımızı daha da güçlendirdik.
Kadın çalışan orantısı ne?
Bizim üzere çok sayıda kadın şirketimizde her kademede çalışıyor. Birtakım bölümlerde yüzde 80 nispetinde kadınlar hakim. İşin, mesleğin cinsiyeti yoktur. Buna inanıyorum. Atabay’da esaslı çok yeterli bir ekibimiz var.