BursaGündemYazarlar

Her Şey Yolunda Ama İçimde Bir Sıkıntı Var, Neden?

Hayatınızda her şeyin yolunda gittiği, gözle görülür hiçbir sorun yaşamadığınız anlar olmuştur. İşler tıkırında, ilişkileriniz yolunda, sağlığınız yerinde…

Dışarıdan bakıldığında her şey mükemmel.

Ancak içsel olarak tarif edemediğiniz, bastıramadığınız bir sıkıntı, bir huzursuzluk hissi sizi kemiriyor. Sanki bir şeyler eksik ya da yanlış gibi.

“Her şey yolunda ama içimde bir sıkıntı var” cümlesi, modern insanın sıkça dile getirdiği, derinlemesine incelenmesi gereken bir paradoksu ifade eder. Bir psikolog olarak bu hissin kökenlerini, olası nedenlerini ve bu durumla nasıl başa çıkabileceğimizi ele almak istiyorum.

Bu his, çoğu zaman çevremizdeki insanların anlamakta zorlandığı bir durumdur.

“Şükretmen lazım, bu kadar insanın ne dertleri var” gibi iyi niyetli ama anlaşılamayan tepkilerle karşılaşabilirsiniz.

Ancak psikolojik iyi oluş, sadece dışsal koşulların mükemmelliğiyle değil, içsel dünyanın dengesiyle de ilgilidir.

Bu sıkıntının altında yatan birçok katmanlı neden olabilir ve bunları anlamak, çözüm bulmanın ilk adımıdır.

Belirsizliğin Gölgesinde Yaşamak

Modern dünyada hızla değişen koşullar, gelecek kaygısı ve sürekli artan bilgi akışı, belirsizliği hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline getirmiştir.

İş güvencesizliği, ekonomik dalgalanmalar, iklim değişikliği, küresel çatışmalar…

Bu tür belirsizlikler, bilinçaltımızda sürekli bir alarm durumunu tetikleyebilir.

Her şey yolunda gibi görünse de, geleceğe dair duyduğumuz endişeler, içsel bir sıkıntı olarak kendini gösterebilir.

Beynimiz, potansiyel tehlikelere karşı bizi uyarmaya programlıdır ve bu belirsizlikler, sürekli bir tehdit algısı yaratabilir. Bu da kronik bir düşük seviyeli anksiyeteye dönüşebilir.

İçsel Boşluk ve Anlam Arayışı

Bazen her şeye sahip olmak, ironik bir şekilde bir boşluk hissi yaratabilir.

Materyalist dünyanın dayattığı “sahip olma” kültürü, hedeflere ulaşıldığında kısa süreli bir tatmin verse de, uzun vadede ruhsal doyumu sağlamayabilir.

İşinizde başarılısınız, istediğiniz her şeyi alabiliyorsunuz, sosyal çevreniz geniş…

Ama hala bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsunuz.

Bu durum, varoluşsal bir boşluğa işaret edebilir.

Hayatın anlamını sorgulama, kişisel değerlerinize uygun bir yaşam sürüp sürmediğinizi düşünme, kendinize yeterince zaman ayırmama gibi faktörler, bu içsel sıkıntının temelini oluşturabilir.

İnsan sadece maddiyatla değil, maneviyatla da beslenen bir varlıktır. Amacınızın ne olduğunu bulamamak veya hayatınızın sadece dışsal başarılarla tanımlandığını hissetmek, bu boşluğu derinleştirebilir.

Bastırılmış Duygular ve Çözülmemiş Travmalar

Çocuklukta ya da yaşamın herhangi bir döneminde deneyimlediğimiz travmalar, çözülmemiş çatışmalar ya da bastırılmış duygular, ileriki yaşlarda çeşitli psikolojik belirtilerle kendini gösterebilir.

Belki öfkenizi ifade etmeyi öğrenmediniz, belki geçmişte yaşadığınız bir hayal kırıklığını kabullenemediniz.

Bu duygular, bilinçaltımızda birikerek enerjimizi tüketir ve içsel bir sıkıntı olarak yüzeye çıkabilir.

Bedenimiz ve zihnimiz, bastırılan her duygunun bir bedeli olduğunu bize hatırlatır.

Bu durum, bir nevi bedenin kendi içinde biriken stresi dışa vurma şeklidir. Bu sıkıntı, bir sinyal olabilir; “Artık bu duygularla yüzleşmelisin” diyen bir uyarı.

Mükemmeliyetçilik ve Yetersizlik Hissi

Toplumun ve kendi içimizdeki mükemmeliyetçi beklentiler, sürekli olarak kendimizi yetersiz hissetmemize yol açabilir.

Her şey yolunda gitse bile, “daha iyisi olabilirdi” ya da “yeterli değilim” düşüncesi, içsel bir huzursuzluk yaratır.

Bu durum, sürekli bir baskı altında hissetmeye ve kendimize karşı acımasız olmaya neden olur.

Başarılarınızın tadını çıkaramama, kendinizi sürekli başkalarıyla kıyaslama ve her zaman daha fazlasını arama hali, bu sıkıntının temelini oluşturabilir.

Mükemmeliyetçilik, bitmek bilmeyen bir döngüye dönüşerek sürekli bir tatminsizlik hissi yaratır.

Sosyal Medya ve Sürekli Karşılaştırma

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, başkalarının “mükemmel” hayatlarını sürekli görüyoruz.

Bu durum, ister istemez kendimizi başkalarıyla kıyaslamamıza ve kendi hayatımızı yetersiz bulmamıza neden olabilir.

Oysa ki sosyal medya, genellikle hayatın sadece cilalı, mutlu anlarını yansıtan bir vitrindir.

Bu sürekli kıyaslama hali, kendi içimizde bir “eksiklik” hissi yaratır ve bu da içsel sıkıntıya yol açar.

Başkalarının hayatlarını kendi hayatımızla karşılaştırmak, sürekli bir yarış halinde hissetmemize ve kendi başarılarımızı küçümsememize neden olur.

Ne Yapmalı?

Bu içsel sıkıntı hissiyle başa çıkmak için atılabilecek adımlar vardır:

  • Duygusal Farkındalık Geliştirmek: Hangi anlarda bu his daha yoğunlaşıyor? Hangi düşünceler bu hissi tetikliyor? Duygularınızı isimlendirmek ve onlarla yüzleşmek, çözümün başlangıcıdır.
  • Anlam Arayışı: Hayatınıza anlam katacak aktivitelere yönelmek önemlidir. Kendinizi ve değerlerinizi yeniden keşfetmek, bu süreçte size yol gösterecektir.
  • Sınırlar Koymak: Sosyal medya ve dışsal beklentilere karşı sınırlar koymak, kendinizi korumanıza yardımcı olur. Kendinize karşı daha nazik olmak ve mükemmeliyetçilikten uzaklaşmak, içsel huzurunuzu artırır.
  • Geçmişle Yüzleşmek: Eğer bu sıkıntının altında çözülmemiş travmalar olduğunu düşünüyorsanız, bir uzmandan destek almak çok önemlidir.
  • Öz Şefkat Geliştirmek: Kendinize karşı anlayışlı ve şefkatli olmak, bu sıkıntıyla başa çıkmanın en önemli yollarındandır.
  • Fiziksel İhtiyaçlara Özen Göstermek: Yeterli uyku, dengeli beslenme, egzersiz ve doğada vakit geçirme; zihinsel sağlığınızı olumlu yönde etkiler.

“Her şey yolunda ama içimde bir sıkıntı var” hissi, çoğu zaman bize kendimizle ilgili önemli mesajlar veren bir sinyaldir.

Bu sinyali görmezden gelmek yerine, üzerine gitmek ve nedenlerini anlamaya çalışmak, daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmenin anahtarıdır.

Kendi iç dünyamıza dönmek, duygularımızı keşfetmek ve ihtiyaçlarımıza kulak vermek, bu sıkıntıyı dönüştürmenin ve içsel huzuru bulmanın yolunu açacaktır.

Unutmayın, iyi hissetmek bir haktır ve bu hakkı kendinize tanımak için adımlar atmak sizin elinizde.

Uzm. Psikolog Diğdem Keskin

Başa dön tuşu