
Ey güzel gün…
Eyy mavi, eyy doğa, ey benim ruhumun içindeki incelik…
Bugün çık ortaya…
Bak, hayat nasıl da güzel!
Hayat güzel mi, yoksa ben mi bugün iyiyim de her şey tatlı, renkli, sevgi dolu geliyor?
Elbette…
İçim dışıma yansıyor.
Ama dışarıda herkes benim gibi değil.
Bugün yüzü asık olanlar, düşünceli duranlar…
Onlar neden mutsuz ki şimdi?
Tek başıma mutlu olmamın ne kıymeti var?
Gözümle görebildiğim herkes mutlu olsaydı, işte o zaman güzelliğin anlamı tamamlanırdı.
Genel olarak insanlara mutluluktan ne anladıklarını sorduğumuzda, birçoğumuzun mutluluğu hazla ilişkilendirdiğini görmek hiç de zor olmaz.
İnsanın fiziksel ihtiyaçları veya arzuları vardır ve bu ihtiyaçlarını tatmin ettiğinde, bu tatmini haz takip eder.
Hiç kuşkusuz bu tarz bir tatmin oldukça kısa süreli bir doyumdur.
Peki böyle bir haz gerçekten mutluluk olabilir mi?
Yoğun ama kısa süreli bir haz… Belki de arkasından acı gelen bir haz.
Fiziksel hazlar ne kadar yoğun olursa olsun, kalıcı değildir. Çünkü tatmini sağlayan ihtiyaç yeniden doğar.
Bu bir döngüdür:
Fiziksel ihtiyaç → Haz
Haz → Yeniden ihtiyaç
Ve insan, bu dairesel oyunun içinde, yaşamını tüketir.
Mutluluğu yalnızca bu fiziksel hazlara indirgeyen filozoflar elbette olmuştur. Ancak…
Epikuros, bedensel hazlardan çok, zihinsel ve niteliksel hazların kalıcı mutluluğun anahtarı olduğunu savunur. Çünkü bedensel hazlarda tam bir doyum imkansızdır.
Bir diğer önemli düşünür, Antisthenes (M.Ö. 445–365), Sokrates’in öğrencisi olarak başladığı düşünce yolculuğunda, mutluluğa ancak hazdan uzak durarak ulaşılabileceğini söyler.
Haz insanı köleleştirir.
Bu nedenle, dünya nimetlerine kayıtsız, içsel bağımsızlığını koruyan bir yaşam biçimi önerir.
“Kendi kendine yeten insan, gerçek mutluluğa ulaşır.” düşüncesi, onun temel öğüdüdür.
Gerçek iç huzur, dış dünyanın kaosu ve zorluklarına rağmen, içsel bir sakinliği ve kabullenme halini koruyabilmektir.
Bu da demektir ki:
Hayatın iniş çıkışlarında dengeyi bulmak,
Duygusal fırtınalarda merkezde kalmak,
Kalbini sakin tutabilmek bir erdemdir.
SAĞLIKLA KALIN…
Uz. Klinik Psikolog
GÜLFER TEK