
Hani bizlerde bir atasözü vardır:
“Denizden yana mısın, domuzdan yana mı?” diye.
Domuz demişken;
Biz Müslümanlar bir tek domuzun haram kısmına önem veriyoruz sanırım, diğer haramları teğet geçmekte üstümüze yok gibi.
Bir şey daha vardı; ama onu atalarımız mı söylemiş, bilemiyorum:
“Haydi Abbas, vakit tamam” gibi bir şey.
Neyse, konuyu dağıtmayalım…
Dağıldık, dağılacağımız kadar zaten.
Tıpkı inci taneleri gibi.
İnci taneleri derken oraya da değineceğim ama şu an yangınlardayım Abbas’a karşı.
Nerede kalmıştık?
Abbas’ta!
Kudüs’ün batısında çıkan orman yangınları nedeniyle pek çok yerleşim yeri tahliye edildi.
Tahliye esnasında binlerce insan etkilenirken 10’un üzerinde bölge boşaltıldı.
İsrail yardım talep etti.
Yunanistan,
Hırvatistan,
İtalya,
Güney Kıbrıs,
Macron’dan destek mesajı alan İsrail’i desteksiz bırakmayan birisi daha vardı:
Hepimizin yakından tanıdığı Abbas.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas;
Ne kadar düşünceli,
Ne kadar naif,
Ne kadar zarif bir davranış…
Sanırım Avrupa, Amerika, en çok da İsrail takdir etmişlerdir sizi bu “insani” davranışınızdan yana.
Bu örnek davranışınızdan dolayı umarım yıllardır işgal altındaki Kudüs…
Filistin halkının evlerini yağmalayıp yangın yerine çevirdikleri yerleri de tahliye eder İsrail.
Söz konusu bile olamaz!
Böyle bir şey olmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Ama bilmediğimiz bir şey daha oldu:
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, itfaiye ekipleriyle yardım teklifinde bulundu.
Gazze’ye yönelik bitip tükenmeyen soykırım ve saldırılarıyla yerle bir edilen Filistin halkı.
Bir tarafta acımasızca soykırım yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu.
Diğer yanda İsrail’e yardım teklifinde bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas.
Acıyorum.
Evet, çok üzüldüm.
En az Filistin halkına yapılan zulüm kadar üzüldüm.
Evet, canım yandı;
En az Filistin halkı kadar canım yandı.
Ağladım çoğu kez yatarken.
Yemek yerken düğüm düğüm oldu boğazımda lokmalar.
Toza toprağa bulanmış çocukların kanlı gözyaşı döktüğü Gazze halkı gelince gözlerimin önüne…
Bombalar yağarken şehrin üzerine, tıkadım istem dışı kulaklarımı ellerimle.
Evet, çok üzüldüm; ama İsrail için değil!
Yanan ormanlar için!
Yanan hayvanlar için!
Hepsi bu kadar işte!
İnsan olduğum için üzüldüm.
Bir de Abbas’a!
Biraz dik duruşlu olmalı lider dediğimiz.
Hz. Ömer gibi.
Halid Bin Velid gibi.
Ömer Muhtar gibi.
Haydi Abbas, vakit tamam.
Biz ne yangınlar gördük!
İsrail’in üzerinden atladığı…
Yananı görür Allah!
Yakanı da Abbas!
Sevgiyle kalın,
Sevgili okurlarım.
M&DEV