BursaYazarlar

Enerjiyi Konuşmak, Geleceği Konuşmaktır

Bursa’nın ekonomik vizyonunu büyüten, üretim gücünü geleceğe taşıyan isimlerden biri hiç kuşkusuz BTSO Başkanı İbrahim Burkay. Yalnızca sanayi odasının başkanı değil; aynı zamanda Bursa’nın dönüşüm mimarlarından biri.

Yeşil dönüşümden dijitalleşmeye, ihracattan enerji politikalarına kadar attığı her adımda Bursa’yı sadece Türkiye’nin değil, dünyanın rekabetçi şehirlerinden biri yapma hedefi var.

TEKNOSAB gibi projelerle yüksek teknoloji ve çevreci üretimin önünü açtı. Uludağ Enerji Zirvesi gibi vizyoner buluşmalarla, şehri enerjide söz sahibi yaptı. Her açıklamasında yerli üretimi, sürdürülebilir kalkınmayı ve stratejik aklı savundu.

Bugün Bursa, sanayide olduğu kadar enerji, teknoloji ve vizyon alanlarında da konuşuluyorsa…
Bu, Burkay’ın yıllardır ilmek ilmek işlediği stratejik bakışın sonucudur.

Çünkü o, her platformda şunu söylüyor:
“Enerji sadece teknik bir mesele değil; kalkınmanın ta kendisidir.”

Ve tam da bu yüzden:
Enerjiyi konuşmak, aslında Bursa’nın geleceğini konuşmaktır.

Enerji, bir ülkenin bağımsızlık meselesidir.
Enerji, bir memleketin kaderidir.
Enerji, kalkınmanın, vizyonun, egemenliğin adıdır.

Bursa Business School’da düzenlenen Uludağ Enerji Zirvesi tam da bu anlayışla başladı. BTSO’nun önderliğinde, Türkiye’nin enerji politikalarına yön verecek isimler bu zirvede bir araya geldi.

Bu bir etkinlikten fazlası. Bu, geleceğin tasarlandığı bir platform.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan oradaydı. Bursa Valisi Erol Ayyıldız oradaydı. BTSO Başkanı İbrahim Burkay oradaydı. Konuştular. Anlattılar. Uyardılar. Ve hepsi aynı şeyi söyledi:

“Enerji, artık sadece teknik bir konu değil; stratejik bir güvenlik meselesidir.”

Haklılar. Çünkü dünya değişiyor. Çünkü sistem değişiyor. Çünkü ihtiyaçlar değişiyor.

İbrahim Burkay’ın verdiği rakamlar boşuna değil. Diyor ki:

“Önümüzdeki 3 yıl boyunca, her yıl Japonya kadar elektrik tüketimi artacak.”

Bu ne demek biliyor musunuz?

Hazırlıksız olanlar kaybedecek. Hazır olanlar büyüyecek.

Türkiye’nin son 20 yılda enerji alanında yaptığı atılımlar bu yüzden kıymetli. Ama yetmez. Çünkü enerji artık sadece enerji değildir.

Enerji; yeşil dönüşümün de, dijital devrimin de temelidir.

Bugünün dünyasında artık “yenilenebilir enerji” bir süs değil, bir zorunluluk. Karbon salınımları, iklim değişikliği, yeşil mutabakat… Bunlar sadece Avrupa’nın takıntısı değil.

Türkiye gibi sanayi devi bir ülke için yeşil enerji, ihracatın da, büyümenin de anahtarı haline geldi.

Burkay bu yüzden net konuşuyor:

“Yeşil ve dijital dönüşüm, bizim iki kırmızı çizgimizdir.”

Uludağ’daki bu zirvede konuşulanlar sadece teknik meseleler değildi. Konuşulan her cümle, Bursa’nın sanayi geleceğine ışık tutuyor.

Çünkü Bursa sıradan bir şehir değil. Bursa, Türkiye’nin üretim üssü. Sanayiye can veren, ihracata yön veren bir merkez.

Bu zirveyle birlikte Bursa, sadece Türkiye’ye değil, bölgeye enerji politikaları konusunda yön gösteren bir şehir haline geliyor.

TEKNOSAB örneği boşuna değil. Bu sadece bir OSB değil. Enerjiyi üreten, verimliliği önceleyen, çevreci üretimi merkezine alan bir model.

850 megavat üretim. 3 gw’lık tüketim. Güneş panelleriyle kendi elektriğini üreten tesisler. Bu model, sadece Bursa için değil, Türkiye’nin kalkınma planları için örnek alınacak bir merkez.

Zirvede verilen mesajlardan biri de netti:

“Sistem değişti. Zihniyet de değişmeli.”

Bu lafı Dr. Zafer Demircan söyledi. Pandemiyle birlikte enerji sistemlerinin nasıl altüst olduğunu anlattı. Yapay zekâ, büyük veri, elektrikli araçlar… Yeni nesil enerji tüketimi bambaşka bir seviyeye geçti.

Bu nedenle Türkiye’nin sadece arz güvenliğini konuşması değil, aynı zamanda strateji üretmesi şart.

Peki ne yapılıyor?

Sakarya’da doğalgaz aramaları sürüyor. Gabar’da petrol hedefleri konmuş durumda. Nükleer projeler hız kazanıyor. Yerli kömüre yeni destekler yolda. Ama sorun da büyük:

“Yerli kömür elimizde ama maliyet yüzünden kullanamıyoruz. Kolombiya’dan kömür getiriyoruz.”

Bu sürdürülebilir değil.

Çünkü yerli enerji sadece ekonomik değil, aynı zamanda millî bir meseledir.

Zirvede konuşulan her şey, aslında bizi şu gerçeğe götürüyor:

Enerji, sadece santral değil.
Enerji, sadece priz değil.
Enerji, sadece fatura değil.

Enerji; vizyon, egemenlik, strateji ve bağımsızlık demektir.

Bursa’da yapılan bu zirve, sadece enerji sektörüne değil, ülkenin tüm geleceğine dair bir işaret fişeği olmuştur.

İş dünyasına çağrı yapılmıştır. Yeni yatırımlar için vizyon çizilmiştir. Kamu-özel-akademi iş birliği için zemin hazırlanmıştır.

Ve bir gerçek, bir kez daha hatırlatılmıştır:

Enerjiyi konuşmak, aslında geleceği konuşmaktır. Çünkü enerji sadece prizden gelen akım değil.
Enerji Bir ülkenin geleceğini de aydınlatır.

Başa dön tuşu