Dünya Nükleer Birliği Başkanı Komarov: “Gelecek için nükleere gayrı bir pencereden bakmanın zamanı geldi”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünya Nükleer Birliği Başkanı ve Rusya Devlet Atom Gücü Kurumu Rosatom’un Kurumsal Gelişim ve Milletlerarası Ticaret Bir numara Genel Yönetici Yardımcısı Kirill Komarov, gelecek için nükleere öteki bir pencereden bakmanın zamanının geldiğini söyledi.

Rusya Devlet Atom Gücü Kurumu Rosatom’un Kurumsal Gelişim ve Memleketler arası Ticaret Bir numara Genel Yönetici Yardımcısı Kirill Komarov, dünya ülkelerinin uzun müddettir ulaşmak için uğraş harcadığı sürdürülebilir kalkınma amaçları konusunda nükleer gücün göz arkası edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Nükleer güce sürdürülebilirlik prizması ve BM’nin ’Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ ile bakmanın zamanı geldi” dedi.

Rosatom’un denizaşırı portföyünü yöneten Rusatom Overseas’ın (RAOS JSC) Başkanı Evgeny Pakermanov ise, dünyanın geleceğini daha âlâ bir hale getirmek için nükleer güç tasarrufunun kural olduğunu söyledi. Bir yandan korona virüsle boğuşan, bir yandan da iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden arınmaya çalışan dünyanın bilhassa de salgın sonrası dönemde inançlı, kesintisiz ve saf güce olan muhtaçlığının artacağına dikkat çeken Pakermanov, nükleer gücün tüm bu kriterleri tek başına karşılayabilen tek güç tipi olduğunu belirtti. Pakermanov, “Rosatom olarak bizler her zaman dünyanın çevresel ve toplumsal problemlerine dikkat ediyoruz. Ekonomik büyüme ile toplumsal refahı sağlayan ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltan teknolojiler geliştirmekten ve uygulamaktan gurur duyuyoruz. On yıllardır nükleer santraller düşük karbonlu elektrik üretiyor, dünyadaki elektrik arzının yaklaşık yüzde 10’unu sağlıyor, güç güvenliğini kolaylaştırıyor ve düzinelerce gigaton (Gt) karbondioksit emisyonunu önlemeye yardımcı oluyor” tabirlerini kullandı.

“Hem çevreyi koruyor, hem istihdam oluşturuyor”

Nükleer santraller etrafında kurulan kentler ve üretim kümelerinin yer sakinleri için iş ve altyapı da sağladığını hatırlatan Pakermanov, “Düşük karbonlu ve sürdürülebilir bir güç üretimi kaynağı olan nükleer gücün sürdürülebilir geleceğimize önemli bir ek yapmak ve dünyanın bu hususta daha süratli bir şekilde ilerlemesine yardımcı olmak zorunda olduğuna eminiz” diye konuştu.

Rosatom’un raporundaki veriler dikkat çekici

Rosatom’un bu mevzuda hazırladığı ’Sürdürülebilir Kalkınma İçin Nükleer Enerji’ raporunda da yüklü olarak kullanılan fosil yakıtların dünyayı ulaşılmak istenen amaçlardan uzaklaştırdığına dikkat çekildi. Nükleer gücün ise hem duru hem de sürdürülebilir bir güç kaynağı olarak dünyanın beklentilerini karşılamada daha büyük bir rol oynadığına vurgu yapıldı. Raporda ayrıyeten dünyada çalışan 449 nükleer güç reaktörünün bir yılda 2.1 Gigaton karbondioksit emisyonunu önlemesinin büyük bir çevresel kazanım oluşu ve bir nükleer güç santralinin yaklaşık 5 milyon insanın düşük karbonlu temel yük gücüne erişimini sağlayabilmesinin toplumsal açıdan önemi vurgulandı. Buna nazaran güç güvenliği, yenilenebilir güç kaynaklarının bilakis iklim koşullarına bağlı kalmadan güce ulaşım, 60 yıldan fazla müddette istikrarlı güç temini ile nükleer güç, sürdürülebilir güç sistemlerinin tüm kriterlerini karşılayan tek mevcut üretim tipi olarak öne çıktı. Raporda dünyanın kesintisiz güce olan gereksinimi konusunda şu sözlere mekan verildi:

“Dünyanın en önemli muhtaçlığı olan ’enerjiye kesintisiz erişim’ konusunda nükleer güç bir adım öne çıkıyor. 860 milyon insanın hala elektriğe erişiminin olmadığı ve elektrik kesintilerinin her yıl Afrika ülkelerine gayrı safi milli hasılalarının yaklaşık yüzde 1 ile 4’üne mal olduğu da göz önüne alındığında sürdürülebilir gücün ne kadar önemli olduğu daha da uygun anlaşılıyor. Günlük hayat ve uzun periyodik kalkınma için koşul olan kesintisiz elektrik, üretim yapan firmalar için de hayati önem taşıyor. Firmaların yüzde 30,4’ü de elektrik erişiminin kesintisiz olmayışını iş geliştirmede büyük bir engel olarak görüyor. Veriler, 2000 yılında yalnızca yüzde 67 olan elektrik erişimi nispetinin 2016 yılında yüzde 89’a ulaşmış olduğunu gösteriyor. 2030 yılına kadar Asya ülkelerinde elektriğe kozmik erişimin sağlanması bekleniyor. Latin Amerika ve Orta Şark ise neredeyse yüzde 100 elektrik erişimine ulaşmış durumda. Gelgelelim tüm bu rakamlar dünyanın geleceğini garanti altına alabilmek için tam olarak yerinde değil. Zira Memleketler arası Güç Ajansı’nın verilerine nazaran global güç tüketimi 2040 yılına kadar bugünkünün tam iki katına çıkacak.”

Dünyanın önde gelen kuruluşları ’nükleer’ diyor

Dünyanın en önemli kurum ve kuruluşları da nükleer gücün dünyanın geleceği için büyük bir önem taşıdığı görüşünde birleşiyor. Avrupa Parlamentosu, dünya ülkelerinin ortak paydası ’sürdürülebilirlik’ için nükleer enerjiyi işaret eden kurumlardan biri olarak öne çıktı. AP, BM iklim değişikliği konferansı COP25 öncesinde nükleer gücün sera gazı yaymadığı için orta ölçekli amaçları karşılamada önemli bir rol oynayabileceği kararını almıştı. Memleketler arası Atom Gücü Ajansı (IAEA) da yılda 2,1 Gt karbondioksit emisyonunu önlemeye yardımcı olan nükleer gücün bu rakamla karbondioksit salınımının azalmasına neredeyse dünyadaki ormanlar kadar ekte bulunduğunu açıklamıştı.

Türkiye de inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile nükleer güce kavuşmuş olacak. VVER-1200 tipi reaktörleriyle dünyanın en inançlı santrallerinden biri olacak olan Akkuyu, yılda 35 milyar kWh elektrik üreterek Türkiye’nin elektrik gereksiniminin yüzde 10’unu tek başına karşılayacak. Akdeniz ülkeleri arasında iklim değişikliğinden en çok etkilenenlerin başında gelen Türkiye, Akkuyu sayesinde bir yılda 43 milyon tondan fazla karbondioksit emisyonunu önlemiş olacak.