
Doğal afetler, insanın kontrol edemediği ve öngöremediği olaylar karşısında hissettiği çaresizliği en derinden hatırlatan deneyimlerdendir.
Deprem ise, özellikle ülkemiz gibi aktif fay hatları üzerinde bulunan bir coğrafyada yaşayanlar için sadece fiziksel bir tehdit değil, aynı zamanda psikolojik bir yük haline gelebilir.
Deprem korkusu (seismophobia), birçok insanın günlük yaşamını etkileyen, uykularını kaçıran, sürekli bir tetikte olma haline yol açabilen bir kaygı bozukluğu türüdür.
Peki ya bizler bu korkuyla nasıl başa çıkabiliriz?
Deprem Korkusu Neden Bu Kadar Güçlü?
Korku, temelde hayatta kalmamızı sağlayan bir duygudur. Ancak kontrol edilemez ve sürekli hale geldiğinde, yaşam kalitemizi düşüren bir kaygı bozukluğuna dönüşebilir.
Deprem korkusunun bu denli güçlü olmasının birkaç nedeni var:
1. Belirsizlik ve Kontrol Eksikliği
Yani depremin ne zaman olacağını bilememek, çaresizlik hissi yaratır. Kontrol edemediğimiz tehditler, kaygıyı artırır.
2. Travmatik Anılar
Daha önce deprem deneyimi yaşamış veya sevdiklerini kaybetmiş kişilerde bu korku, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile iç içe geçebilir.
3. Medya ve Sosyal Etki
Sürekli deprem haberleri, sosyal medyada paylaşılan felaket senaryoları, korkuyu besleyebilir.
4. Fiziksel Güvensizlik
Yaşadığımız binaların sağlam olup olmadığına dair şüpheler, korkuyu tetikler.
Deprem Korkusuyla Nasıl Baş Edilir?
1. Bilgilenmek, Korkuyu Azaltmanın İlk Adımıdır
Bilinmezlik, korkuyu besler.
Depremin ne olduğunu, nasıl hazırlanılması gerektiğini öğrenmek, kontrol hissini artırır.
AFAD ve diğer güvenilir kaynaklardan deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenleri öğrenmek, kendimizi daha hazırlıklı hissetmemizi sağlar.
2. Hazırlık Yapmak, Kaygıyı Azaltır
- Evde bir deprem çantası hazırlamak
- Aile ile bir acil durum planı yapmak
- Yaşadığımız binanın dayanıklılığını kontrol ettirmek
korkuyu somut adımlarla azaltmaya yardımcı olur.
3. Zihinsel ve Duygusal Dayanıklılık Geliştirmek
Kaygı, genellikle “ya olursa?” sorusuyla beslenir.
Bu düşünceyi yönetmek için:
- Anda kalmayı deneyin. Deprem şu an olmuyor. Sürekli “ileride olacak bir felaket” düşüncesiyle yaşamak, şimdiki zamanı kaçırmamıza neden olur.
- Nefes egzersizleri ve meditasyon, kaygı anlarında sakinleşmeye yardımcı olabilir.
- Olumlu düşünme pratikleri; “Güvendeyim”, “Hazırlıklıyım” gibi cümleler, zihni sakinleştirebilir.
4. Sosyal Destek Almak
Korkularımızı paylaşmak, yalnız olmadığımızı hissettirir.
Aile, arkadaşlar veya bir psikolog ile konuşmak, duygusal yükü hafifletir.
Özellikle çocukların bu korkuyu anlamlandırabilmesi için ebeveynlerin sakin ve açıklayıcı bir tutum sergilemesi önemlidir.
5. Profesyonel Yardım Almaktan Çekinmeyin
Eğer deprem korkusu:
- Uykularınızı kaçırıyorsa
- Sürekli tetikte hissetmenize neden oluyorsa
- Günlük yaşamınızı etkiliyorsa
bir psikolog veya psikiyatristten destek almak gerekebilir.
Travma terapileri (EMDR gibi) ve bilişsel davranışçı terapi (BDT), bu tür korkularla baş etmede etkili yöntemlerdir.
Ve Sonuç olarak: Korku Değil, Hazırlık Kazanmalı
Deprem, coğrafi bir gerçek; korku ise insani bir tepki.
Ancak bu korkunun hayatımızı yönetmesine izin vermemeliyiz.
Bilgi, hazırlık ve psikolojik dayanıklılık, korkunun yerine güven duygusunu koymamızı sağlar.
Unutmayalım:
Amacımız korkusuz yaşamak değil, korkuyla birlikte yaşamayı öğrenmek.
“Korku, bilinmeyenin gölgesidir.
Aydınlattığınız her nokta, o gölgeyi biraz daha geriye iter.”
— Uzm. Psikolog Diğdem Keskin