Ekonomi

Danıştay’dan küçük işletmeye vergi avantajı sağlayan karar

Danıştay, gözleme ve tost satan kadının, dükkanındaki materyalleri ve şartlarını da göz önüne alarak gerçek yol yerine, daha avantajlı olan kolay yöntemde vergi mükellefi olması gerektiğine hükmetti.

Dava evrakına göre, Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde açtığı dükkanda gözleme, sıkma, ev ekmeği ve tost satan Fatma Vuraldoğan, kolay tarzda vergi mükellefi olma talebiyle Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığına başvurdu.

Lakin daire görevlileri, dükkan sahibi Vuraldoğan’ın talebinin, 1 Nisan 1995 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Şurası kararı ile 183 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Bildirisine uymadığını, dükkanın “lokanta ve gibisi işletme” olduğunu savunarak, kadını gerçek tarzda vergi mükellefi olarak kaydetti.

DANIŞTAY’DA DAVA AÇTI

Bunun üzerine iş yeri sahibi kadın, avukatı Kemal Vuraldoğan aracılığıyla Danıştay’da dava açtı. Dava dilekçesinde “gözleme, sıkma ve ev ekmeği imali ve satımı”nın Bakanlar Konseyi kararının ekindeki “Lokanta ve gibisi hizmet işletmeleri” hususu kapsamında değerlendirilemeyeceği ve esnaf kadının kolay adapta vergi mükellefi olması gerektiği savunuldu.

Vergi dairesi görevlilerinin yaptığı yoklamada dükkanda 50 liralık gözleme gereci bulunduğu, dükkanın aylık kirasının 400 lira olduğu bildirilen dilekçede, dükkandaki yiyecek çeşidinin de çok sınırlı olduğu belirtildi.

Gerçek yöntemde vergi mükellefi kaydedilmesi nedeniyle davacının ayda 100 lira stopaj, 50 lira kadar KDV, 100 lira muhasebeci fiyatı ödediği, muhtasar beyannamesi verdiği, ayrıyeten müellif kasa aldığı aktarılan dilekçede, kolay tarzda vergilendirilmesi halinde kira stopajından sorumlu olmayacağı, yılda bir kez beyanname vereceği, bir sefer muhasebeci fiyatı ödeyeceği ve müellif kasa yükümlülüğünün kalkacağı anlatıldı.

Dilekçede, bu ek mali yükümlülüklerin, aylık kar gayesi 1000-1300 lira olan davacı için ziyana yol açtığı kaydedildi.

Dava dilekçesinde ayrıyeten vergi dairesinin kararına münasebet gösterdiği, kimlerin kolay tarzda vergi mükellefi olabileceğini düzenleyen 1 Nisan 1995 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Konseyi kararının ekindeki birtakım bölümlerin iptali de talep edildi.

DANIŞTAY ESNAF BAYANIN LEHİNE KARAR VERDİ

Danıştay 14. Dairesi, davacının talebini kabul ederek, Fatma Vuraldoğan’ın gerçek metotta vergi mükellefi kaydına ilişkin sürecin iptaline karar verdi. Oy çokluğuyla alınan kararda şöyle denildi:

“İş yerinde yapılan yoklamada gözleme, sıkma, ev ekmeği imalı ve satımı yapıldığının ve 50 lira meblağında gözleme materyali bulunduğunun tespit edildiği, davacının lokanta ve gibisi işletme sahibi olduğundan bahisle de gerçek adapta mükellef kaydının açıldığı anlaşılmaktadır. Olayda, davacının işletmesinin ‘lokanta ve gibisi işletmeler’ vasfında değerlendirilemeyeceğinin açık olması ve yönetimin açıklayıcı düzenleyici süreçlerinde de söz konusu faaliyeti belirtmemiş olması karşısında, davacı hakkında tesis edilen gerçek tarzda mükellefiyet sürecinde hukuka uyarlık görülmemiştir.”

MEVZUATA AIT İSTEM REDDEDİLDİ

Bununla birlikte daire, 1995’te yürürlüğe giren 95/6430 sayılı Bakanlar Konseyi kararının ekinin 1’inci hususundaki “Büyükşehir belediyesi olan illerin” ibaresi ve (e) bendindeki “ve gibisi hizmet işletmelerini” ibaresinin iptali talebini ise reddetti.

Ret kararında, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 51’inci hususunda Bakanlar Şurasına (yürürlükteki haliyle Cumhurbaşkanı’na) yöreler prestijiyle gerekli görülenlerin gerçek adapta vergilendirilmesi konusunda takdir yetkisi verdiği kaydedildi ve kanundan aldığı yetkiyle Bakanlar Kurulunca yapılan düzenleyici sürecin hukuka muhalif olmadığı bildirildi.

Davacının, düzenlemedeki “ve gibisi hizmet işletmelerini” ibaresiyle “belirsiz bir alan bırakıldığını” savunduğuna yer verilen kararda, yönetimin bir çerçeve kesim alanı çizdiği, genel geçer şartlarda bu kesimlerin belirliliğinin açık olduğu, oluşabilecek muğlaklığı vergi yönetiminin öteki düzenleyici süreçlerle giderdiğine işaret edildi.

Kararda, verginin hukukiliği açısından yönetime tanınmış takdir yetkisinin yöntemine uygun olarak kullanıldığı belirtilerek, mevzuata ilişkin süreçler yönünden davanın reddine karar verildiği söz edildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu