
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, avukatı Hüseyin Aydın aracılığıyla, Yunanistan’da yayın yapan Dimokratia gazetesinin sahibi, yazı işleri müdürleri ve yayın yönetmeni hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla kabahat duyurusunda bulundu.
“Yunan Gazetesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olarak kullanılan tabirler, dramatik bir ahlaki çöküntünün en yakışıksız tezahürlerinden biridir” denilen dilekçede, “Yunan kamuoyunun sessizliğine bakılırsa bu ahlaki çöküntünün marjinal kısımlarla sınırlı olmadığı anlaşılmaktadır” sözleri kullanıldı.
Dilekçede şu sözler yer aldı:
“Küfür, söyleyecek sözü olmayanların yahut söyleyecek sözü olmakla birlikte münasip bir dille söyleme marifetinden mahrum olanların dilidir. Küfür, muhatabı için değil, söyleyeni için büyük bir utanç ve aşağılık bir harekettir. Bu aşağılık hareketin amacı, yalnızca Cumhurbaşkanımızın şahsı değildir. Birebir zamanda Cumhurbaşkanımızın Doğu Akdeniz’de ve Adalar Denizi’nde kararlı bir şekilde savunduğu Milletimizin yüksek menfaatleridir.”
AİHS VURGUSU
Dilekçede Avrupa İnsan Hakları Duruşması (AİHM) kararlarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS’in) söz özgürlüğünü müdafaa altına alan 10. hususuna de vurgu yapılırken, “İfade özgürlüğü, sınırsız bir hak niteliği taşımamakta olup Sözleşme’nin 10. unsurunun 2. fıkrasında belirtilen amaçlarla sınırlandırılabilecektir. Bu durum, söz özgürlüğünün mutlak bir hak niteliği taşımadığını ve sayılan durumların varlığı halinde hakka müdahale imkanı verildiğini göstermektedir. Demokratik toplumdaki önemine karşın tabir özgürlüğü, mutlak nitelikte olmayıp kimi sınırlamalara tabidir” denildi.