Coğrafya bir kaderdir

6

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünya üzerinde son açıklamalara göre 208 ülke var, bir başka kaynağa göre ise 236 ülke olduğu söylenir. Bu ülkelerden her biri kendine has bir coğrafyaya ve bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda bu ülkelerde yaşayan milletlerin her birinin birer kültürü, yaşayış biçimi ve bir bakış açısı var.

Örneğin Avrupa Kıtasındaki ülkelerde farklı dil, farklı mutfaklar, insanların birbirleriyle geçmişten günümüze kendilerine özgü anlaşma ve dayanışmaları mevcutken; Asya Kıtası ülkelerinde daha farklı bir dil, daha farklı bir mutfak ve kendilerine göre iletişim halleri vardır.

Afrika kıtası ise asabi bir yapıya sahip çünkü kendi coğrafyası bu insanları şüphesiz daha asabi bir kişiliğe büründürmüştür çünkü onların kaderi ve onların yaşam mücadeleleri diğer jeopolitik yapılarla aynı değil. Onlara dünyanın bakış açısı asabi bir bakış açısıdır ve dolayısıyla onlar da bizlere bu açıdan bakmak durumunda kalırlar.

Milletler ancak kendilerine yakın hissettiği milletler ile birlik olup kendilerine daha uzak gördüklerine aynı açıdan bakmazlar. Bu doğal bir gerçek gibi görünse de bu sebepten dolayı ülkeler arası savaş sebepleri ortaya çıkartırlar. Evet tam olarak böyledir.

Bildiğiniz üzere bunların arasında verimli ve değerli toprakların paylaşılamaması, kıtalar arası küresel hedefler belirlenmesi, sömürgecilik veya daha güçlü olabilme mücadeleleri kıtalar arası yeni problemlere yol açarak insanların kendi coğrafyalarında kendi değerlerini kendi kültürlerini çocuklarına kendi nesillerine doğru biçimde anlatamamalarına sebep olmuştur.

Coğrafya bir kader midir? Evet doğrudan bu durumda her kıta aynı kaderi paylaşmıyor olsa da paylaşmayacağı anlamına gelmiyor.

Örneğin buyurun Yunanistan; bugüne kadar girdiği hiçbir mücadelede galip olamamış aynı zamanda yaşadıkları her problem kendi nesillerine olumsuz etki eden bir coğrafi unsur olarak işlemektedir. Çünkü bulundukları coğrafi konum herkesin bildiği üzere kendi çıkarlarını devreye almak için plan yapan küreselcilerin kumandası haline gelmiştir.

Ülkemiz kıta sahanlığı ve coğrafi sınırlarımız ve gücümüz ile kıyaslanamaz hatta muhatap bile olamaz.

Bu durumda özetleyecek olursak Finlandiya’daki bir insanın dünya siyasetiyle çok da bir alakası olduğu söylenemez. Coğrafi konumu neye elveriyorsa o şartlar altında hayatını devam ettirmeye çalışıyorken, dünya şartlarına ayak uydurma durumu bile yokken ülkemizde hayranlıkla bakılacak bir gerçek vardır.

Diğer kıtalarda doğan bir insan ile Türkiye’de doğan bir insan arasında ciddi bir fark görülmektedir. Coğrafyamız gereği sürekli aksiyon alınması ve tetikte olunması gereken bir ülkenin evlatlarıyız.

 Ülkemizin herhangi bir bölgesinde doğup büyümüş birisi dünyanın her yerinde yaşayabilir çünkü sürekli pozisyon almak durumunda ve sürekli buna göre refleks uygulamak zorunda olan bir ülkede ve bölgede yaşıyoruz.

Biz her zaman millet olarak kendi coğrafyamızın kaderini yaşayan örnek bir yapıya sahip olduğumuza inanıyoruz.