Bursa

Çiğ Süt Üreticilerinin Karşılaştığı Ekonomik Zorluklar ve Çözüm Önerileri

Genel Durum ve Ekonomik Zorluklar

(ANKARA) – CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, son dönemde çiğ süt fiyatlarının baskılanması ve artan yem maliyetleri nedeniyle küçük üreticilerin hayvancılığı sürdürebilmek adına ciddi zorluklar yaşadığını ifade etti. Bu durumun, süt arzını olumsuz etkileyerek piyasalarda fiyat artışlarına neden olacağı endişesini dile getiren Sarıbal, sürdürülebilir ve karlı üretim için temel parametrelerin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Sarıbal, özellikle küçük aile işletmelerinin maliyetleri karşılamakta zorlandığını ve birçok üreticinin hayvanlarını kesime göndermek zorunda kaldığını belirtti. Bu durum, kısa vadede süt arzını daraltırken, uzun vadede süt ve süt ürünleri fiyatlarında keskin artışlar yaşanabileceğine dikkat çekti. Ayrıca, tarım destekleme bütçesinden hayvancılığa ayrılan payın 2020 yılında %35 iken, günümüzde %21 seviyelerine düştüğüne işaret etti.

Süt Üretimindeki Azalma ve Fiyatlandırma Sorunu

Sarıbal’a göre, 2020 yılında yaklaşık 23,5 milyon ton olan toplam çiğ süt üretimi, 2023 yılında %8,5 oranında azalarak 21,5 milyon tona gerilemiş durumda. Hükümetin 2025 yılı için önerdiği çiğ süt litre fiyatı 17,15 lira olsa da, üreticilerin maliyetleri göz önüne alındığında gerçek maliyetin 20 liraya kadar yükseldiği tahmin ediliyor. Üreticilerin sürdürülebilir ve karlı üretim yapabilmesi için, en az 25 lira seviyesinde bir fiyatın belirlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Mevcut fiyatlarla her litre süt başına yaklaşık 8 lira zarar edildiğini ve bu ekonomik baskıların, pek çok üreticinin hayvanlarını kesime göndermesine sebep olduğunu sözlerine ekledi.

Yem Hammaddeleri ve Dışa Bağımlılık Problemi

(İçeriğin devamında) Türkiye’de süt sığırı işletmelerinin büyük çoğunluğunun küçük ölçekli olduğunu belirten Sarıbal, TÜİK verilerine göre yaklaşık 1,1 milyon süt sığırı işletmesinin %67’sinin 10 baştan az hayvana sahip olduğunu dile getirdi. Ayrıca, 2023 verilerine göre, Türkiye’de inek başına yıllık ortalama süt verimi 3.170 kilogram iken, Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran 7.300 kilograma ulaşmakta. Sarıbal, en büyük maliyet kaleminin yem olduğunu ve yem hammaddelerinin büyük bir kısmının ithal edildiğini vurgulayarak, döviz kurlarındaki dalgalanmaların yem fiyatlarını doğrudan etkilediğine dikkat çekti.

Yüksek maliyetlerin hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilediğine değinen Sarıbal, yerli yem üretiminin artırılması ve alternatif yem kaynaklarına yönelinmesi gerektiğine işaret etti. Ayrıca, yem bitkileri üretiminin desteklenmesi, mera alanlarının korunması ve ıslah çalışmalarının hızlandırılması gerektiğine vurgu yaptı. Yıllardır tamamlanamayan tespit ve ıslah çalışmaları, üreticilerin uygun fiyatlı kaba yeme erişimini zorlaştırmakta ve mera tahribatı yem maliyetlerini yükseltmektedir.

Politika ve Müdahale Önerileri

Saribal, sürdürülebilir süt hayvancılığı için hükümetin müdahale politikalarını revize etmesi gerektiğine işaret ederek, çiğ süt fiyatlarının piyasa belirleyicisinin sanayici değil, üretici örgütlerinin ağırlıkta olduğu bir kurul tarafından tespit edilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, yem fiyatlarının sübvanse edilmesi, üretim maliyetlerini düşürecek desteklerin artırılması ve Et ve Süt Kurumu’nun piyasada dengeleyici rol üstlenerek, üreticinin gelirlerini güvence altına alacak müdahale politikalarının geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

Başa dön tuşu