BursaGündemYazarlar

Bursa’dan Dünyaya Taahhüt

Geleceğe yön veren şehirler, sadece bugünü iyileştirmekle kalmaz; yarının dünyasını da şekillendirir.

Bursa, artık bu sorumluluğu üstlenen şehirlerden biri.

Daha sağlıklı, daha adil ve daha sürdürülebilir bir kent yaşamı için atılan her adım, sadece kentin değil, insanlığın geleceğine dokunuyor.

Bu vizyonun somutlaştığı en güçlü anlardan biri de, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı 2025 İş Toplantısı oldu.

Bursa, bu kez sadece ev sahibi değil, aynı zamanda örnek bir yol gösterici olarak öne çıktı.

Ve…

Bazen bir şehir yalnızca sokaklarıyla değil, kurduğu cümlelerle de ses verir dünyaya.

İşte o şehir, bu kez Bursa.

Ve kurduğu cümle sadece bir cümle değil; bir taahhüt, bir vicdan, bir yol haritası.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in ev sahipliğinde gerçekleşen Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı 2025 İş Toplantısı ve Teknik Konferansı, şehrin kalbinden tüm dünyaya yayılan anlamlı bir çağrıya dönüştü.

Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde düzenlenen konferansın en dikkat çekici bölümlerinden biri, “Politik Kurul Toplantısı”ydı.

Toplantıda, delegeler kendi şehirlerine dair dileklerini ve vizyonlarını yazıp Bursa Taahhüt Duvarı’na astı.

Ama asılanlar sadece not kâğıtları değil, aynı zamanda geleceğe dair kolektif iradenin izleriydi.

Başkan Bozbey burada çok net konuştu:

“Bu çağrı; eşitlikten, sağlıktan, adaletten, doğaya saygıdan yana bir iradenin ifadesidir.”

Ve ekledi:

“Bu masa, dayanışmanın masasıdır. Bu masa, eylemin başladığı yerdir.”

Bu toplantıda ortaya konan Bursa Taahhüdü, yedi temel ilkeye dayanıyor:

İnsan, mekân, katılım, refah, barış, gezegen ve hazırlıklılık.

Her biri bir stratejiden öte, vicdanla yazılmış cümleler.

Her biri geleceği planlayan değil, geleceğe karşı sorumluluk duyan bir anlayışın ifadesi.

Bursa, bu ilkeleri yalnızca yazmakla kalmadı; uygulama sözü verdi.

Bu metin, ideal kentlerin ütopik çizimlerinden ibaret değildi.

Tam tersine: çocukların desteklendiği, kadınların görünür olduğu, gençlerin sesinin duyulduğu, yaşlıların dışlanmadığı, engellerin kaldırıldığı bir yaşamı kurmak için somut adımların ifadesiydi.

Ve bu vizyon yalnızca Bursa için değil…

Tüm şehirler, ülkeler ve kıtalar için ortak bir çağrı niteliği taşıyor.

Bozbey’in en çarpıcı vurgularından biri doğa üzerindeydi.

“Kentler doğaya saygılı olmalı. Doğayı kaybeden, geleceğini de kaybeder.”

Bu söz yalnızca bir çevre politikası değil, geleceğe duyulan sorumluluğun en yalın, en net haliydi.

Toplantının sonunda herkes dileğini yazıp taahhüt duvarına astı.

Ama o duvar artık bir binanın parçası değil.

O duvar, bir bilinç duvarı. Bir gelecek sözleşmesi.

Ve o sözleşmenin altına ilk imzayı atan şehir: Bursa

Bu Söz, Hepimizin

Bu yazıyı okuyan herkesin bu çağrının bir parçası olabileceğini unutmayalım.

Çünkü artık mesele sadece bir kentin gelişimi değil,

İnsanlığın ortak geleceği.

Ve o gelecek bir yerde yazılmaya başlandı bile…

Bursa’da.

Başa dön tuşu