İsmail Taştan Yazdı.
Bursa’nın köklü mutfak kültürü bir kez daha sahneye çıkıyor. Büyükşehir Belediyesi, 13-14-15 Eylül tarihlerinde düzenleyeceği ‘Gastronomi Festivali’yle bu kültürü hem bize hem de dünyaya hatırlatmaya hazırlanıyor.
Bu yıl üçüncüsü yapılacak olan festival, ‘Damağımdaki Bursa’ temasıyla kapılarını açacak.
Bu festival sıradan bir etkinlik değil; Bursa’nın zengin mutfak mirasını geleceğe taşıma iddiası taşıyor.
Başkan Mustafa Bozbey’in de belirttiği gibi, sofralarımızın bereketi yalnızca çeşitlilikle değil, o çeşitliliği koruyan çiftçilerle mümkün. “Çiftçinin feryadını duymazsak, sofralarımız fakirleşecek,” diyerek aslında hepimize önemli bir mesaj veriyor.
Festivali’nin lansman toplantısına biz de davetliydik. Kestel Çataltepe’de gerçekleşen bu lansman toplantısı oldukça anlamlıydı.
Çataltepe’de, incir tarlasında hazırlanan alanda masalar kurulmuş ve Bursa kültürüne ait damak tadına hitap eden ürünler masalarda sergilenmiş olarak görmek anlamlıydı.
İncir ağaçlarının gölgesi altında, emektar köylü çiftçinin de hazır bulunduğu bu toplantı, etkinliğe başka bir anlam katmıştı.
Bu yılki festivalde bir başka ve önemli bir farklılık daha olacak. Festival alanında kurulacak standlar, Bursa’nın değerli isimlerini yaşatacak şekilde tasarlanacak.
Alandaki sokaklara ve bölgelere Müzeyyen Senar, Zeki Müren gibi Bursa’nın önemli ünlü isimlerinin adları verilecek. Bu sayede, hem yerel halk hem de dışarıdan gelen turistler sadece yemek kültürümüzle değil, Bursa’nın yetiştirdiği değerli sanatçılarla da tanışma fırsatı bulacak.
Bu, hem onların anısını yaşatmak hem de şehrin kültürel zenginliğini farklı bir boyutta tanıtmak açısından çok kıymetli.
Festivalde Bursa’nın sadece geleneksel tatları değil, yenilikçi lezzetler de ön plana çıkacak. Yani bu yıl, bildiğimiz tatlara farklı bir gözle bakacağız. Bulgaristan’dan Çin’e, 7 farklı ülkenin mutfakları da bu şölene renk katacak.
Bu yılki festivalin en dikkat çekici yanlarından biri, Bursa’ya özgü ürünlerin hikayeleriyle birlikte sunulacak olması. Soframıza gelen her lezzetin bir geçmişi var ve bu geçmişi bilmek, tatlarımızı daha anlamlı kılıyor.
Gastronomi turizmi her geçen gün daha da önemli hale gelirken, Bursa da bu alanda kendini göstermek istiyor. Festival boyunca şefler, yerel üreticiler ve kadın kooperatifleri bu lezzet yolculuğunun bir parçası olacak.
Bu, yalnızca bir lezzet festivali değil; Bursa’nın marka değerini yükseltecek bir adım.
Sonuçta, Bursa’nın lezzet şöleni sadece damakları şenlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda bu şehre katma değer kazandıracak.
Başkan Bozbey’in de dediği gibi, “Hep birlikte çalışarak, Bursa mutfağını hak ettiği yere taşıyacağız.”
Eylül ayındaki bu lezzet yolculuğu, sadece Bursa’nın değil, dünyanın ilgisini çekecek gibi görünüyor.
Sofralarımız bereketli olsun!
