
Bursa’da turizm konuşuluyor, tanıtım çalışmaları yapılıyor, fuarlara katılım sağlanıyor…
Ama ortada temel bir sorun var: Gelen turist Bursa’da vakit geçirmeden, esnafa katkı sağlamadan, İstanbul’a veya yakın sınır illere geri dönüyor.
Günübirlikçi turistlerin varlığı Bursa için gerçekten bir kazanç mı, yoksa şehrin turizm potansiyelini baltalayan bir alışkanlık mı?
Sabah gelip birkaç noktada fotoğraf çeken, Uludağ’ı uzaktan seyreden, Bursa yemek kültürünü tatmadan İstanbul’a dönen turist profili Bursa’ya ne katıyor?
Bursa’nın tarihi merkezinde, Heykel ve Hanlar Bölgesi’nde akşam saat 20:00’dan sonra hayat duruyor.
Karanlığa gömülen bir şehirde turizm canlanabilir mi?
Dünyanın dört bir yanında tarihi şehirler akşamları da canlıdır.
Restoranlar, kafeler, sokak sanatçıları, ışıklandırılmış tarihi binalarla gecenin de bir cazibesi vardır.
Ama Bursa?
Saat 20:00’den sonra adeta bir hayalet şehir!
Bu döngüyü kırmadan, Bursa’ya gelen turistin burada konaklamasını sağlamadan, yerel esnafı da işin içine katmadan turizmin gelişmesi mümkün değil.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin EMITT 2025 kapsamında 15 ülkeden 35 turizm temsilcisini ağırlaması elbette önemli bir adım.
Ancak turizm sadece fuarlarda stant açmakla, toplantılar yapmakla gelişmez.
Bu şehre gelen turistin burada neden bir gece daha kalması gerektiğini anlatacak bir hikâyeniz var mı?
Büyükşehir Belediyesi daha önce de farklı toplantılarda günübirlik turistlerin konaklaması için çalışmalar yaptığını dile getirmişti.
Başkan Mustafa Bozbey’in bu konudaki rahatsızlığı ve çabaları biliniyor.
Bu 15 ülkeden gelen turizm temsilcilerinin Bursa’da ağırlanması da meselenin artık daha fazla ciddiye alındığını gösteriyor.
Ancak bu iş yalnızca Büyükşehir’in çabalarıyla sınırlı kalamaz!
İlçe belediyeleri de sorumluluk almalı.
Sadece merkez değil, Mudanya’dan İznik’e, Orhangazi’den Gemlik’e kadar her ilçe kendi turizm potansiyelini değerlendirmeli.
Esnaf da elini taşın altına koymalı.
Turistlerin konaklamasını teşvik edecek kampanyalar oluşturulmalı, uygun fiyatlı konaklama seçenekleri sunulmalı, gece açık kalacak işletmeler desteklenmeli.
Herkes üstüne düşeni yapmak zorunda.
Başka yolu yok!
Bursa’nın turizmde gerçekten ilerlemesi için şu adımlar atılmalı:
Gece turizmi canlandırılmalı!
Hanlar Bölgesi’nde ışıklandırmalar, müzikli etkinlikler, gece müzeciliği gibi projeler geliştirilmeli.
Yeme-içme kültürü öne çıkarılmalı!
Bursa mutfağı sadece İskender’den ibaret değil.
Restoranların kapanış saatleri turizme uygun hale getirilmeli.
Eğlence ve kültürel aktiviteler artırılmalı!
Konserler, açık hava sinemaları, tarihi bölgelerde gece turları düzenlenmeli.
Konaklama teşvik edilmeli!
“Bursa’da bir gece kal, ikinci gece %50 indirim” gibi kampanyalar yerel otellerle iş birliği yapılarak başlatılmalı.
Turizm operatörleriyle güçlü iş birlikleri yapılmalı!
Bursa’nın sadece günübirlik bir durak değil, en az iki gün kalınması gereken bir şehir olduğu vurgulanmalı.
Bursa sadece “gör ve geç” şehri olmaktan çıkıp “kal ve yaşa” şehri olmalı.
Aksi takdirde ne kadar fuara katılırsak katılalım, turistler İstanbul’a para kazandırmaya devam eder, Bursa ise tabelada turizm şehri yazıp içinde turist olmayan bir şehir olarak kalır.
Şimdi soruyorum!
Bursa’nın kaderi günübirlik turlarla gelip giden turistlere mi teslim edilecek, yoksa bu şehir hak ettiği turizm potansiyeline ulaşacak mı?