Bölgesel İstikrar İçin Türk Devletleri Teşkilatı Daha Güçlü Olmak Zorundadır

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünyanın büyük bir krize sürüklendiği bir dönemdeyiz. Dünya büyük bir kaos içinde. Özelikle Batı’da lidersizlik ve siyasi miyopluk hakim. Avrupa’da aşırıcı sağcı ya da milliyetçilerin sesleri giderek daha da gür bir hal alıyor. Uluslararası hukuk işlevsiz hale gelmiş, Birleşmiş Milletler etkisini kaybetmiş. Güçlü devletler hiçbir kurallara bağlı olmamaya devam ediyorlar. Çifte standartlık diz boyu… Dünya’da hukuk ve düzeni korumak üzere tesis edilmiş kurumlar aksine hukuksuzluğu kural haline getirmeye çalışmakta…Kural tanımaz bazı ülkeler birtakım bahaneler uydurarak dünyanın gözü önünde çoluk-çocuk, kadın -yaşlı, sivil – masum demeden insanları vahşetle katletmektedirler. Özetle ikinci dünya savaşından bu yana dünyada bu kadar vahşet görülmedi ve hukuksuzluk asıl, hukuk istisnai oldu.

Tüm bu sıkıntılarla birlikte dört bir taraftan savaşlar çığlıkları atılmaktadır. Bir taraftan bir yılı aşkındır süren Rusya-Ukrayna Savaşı aslında Rusya – Avrupa + Amerika Savaşı sürerken diğer taraftan İsrail Orta Doğuyu kan gölüne çevirmiş durumda…Süren bu savaşa karşı Avrupa ve ABD’nin izlediği politika akla ziyan… Barış ve istikrarı sağlamak yerine savaşın dünyaya yayılması istikametinde bir politika izlemektedir. İşin doğrusu küresel güçler tüm güçleriyle dünyayı savaşa sürüklemektedir. Hali hazırda uluslararası barış, güvenlik ve refah hala ciddi belirsizlik içinde. Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesinde ifade edildiği üzere dünyanın her yerinde yaşanan belirsizlik ile küreselleşmenin mevcut aşaması, dünyadaki tüm toplumların ihtiyaçlarını adil bir şekilde karşılayabilmek için uluslararası sistemi daha etkili, işbirliğine dayalı ve temsili yansıtan bir hale getirme ihtiyacını ön plana çıkarmıştır. Uluslararası sistem, evrensel değerleri teşvik etmeye devam ederken tüm ülkelerin güvenliğine ve refahına katkıda bulunmalıdır. Bölgesel kuruluşlar, çok ihtiyaç duyulan bu küresel çabanın desteklenmesinde önemli rol oynayabilirler. Bu anlayışla, mevcut belge, bölgesel düzeydeki gerçek ihtiyaçlardan kaynaklanan ve aynı zamanda küresel dinamiklerin farkındalığına dayanan bir vizyon ortaya koymak gerekmektedir.

İşte bu ortamda hem bölgesel hem de küresel açıdan barış ve istikrarı sağlamaya aday yeni jeopolitik bir güç olarak Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) alternatif bir kurum olarak giderek kendini hissettirmektedir. Tarihi bağlara, ortak dile, kültüre ve geleneklere sahip Türk Devletleri ve halkları arasındaki işbirliğini ve dayanışmayı esas alan TDT, artan işbirliği ve dayanışma için sağlam ve şeffaf bir platform sağlayacaktır. Küresel ve bölgesel jeopolitik gerçeklerin bilincinde olan Teşkilat, bölgesel ve uluslararası barış, istikrar ve refahın elde edilmesi için yapıcı bir şekilde işbirliği ortamı tesis edecektir. Türk işbirliği, Üye Devletler için hem stratejik hem de politik olarak katma değer sağlamaktadır. Siyasi açıdan ise Türk işbirliği, Üye Devletlerin karşılaştığı bölgesel ve küresel zorlukların işbirliği ruhuyla ele alınmasına katkıda bulunmasından ileri gelmektedir. Teşkilat, uygun görülen yerlerde ulusal kapasiteleri uyumlu hale getirerek, bunu daha etkin bir şekilde başarmak için önemli bir araç olarak hizmet etmeye devam edecektir.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla çeşitli alanlarda iş birliği yaparak üyeleri arasında dayanışmayı artırmayı hedeflemektedir. Teşkilatın barış ve istikrara olan katkıları şu şekilde özetlenebilir:

Diplomatik İş Birliği ve Çok Taraflı Diplomasi: İşbirliğini daha yoğunlaştırmış üye ülkeler, bölgesel ve uluslararası meselelerde ortak politikalar geliştirerek, barış ve istikrara katkı sağlayacaktır. TDT, üye ülkelerin uluslararası arenada tek bir ses olarak hareket etmesine imkân verecektir. Sayın Aliyev’in de ifade ettiği üzere, “Türk Devletleri Teşkilatı’nın çok büyük bir geleceği var. Teşkilatı daha yüksek bir seviyeye çıkarmak için ortak çabalar gereklidir. Coğrafyamız çok büyük, doğal kaynaklar, ulaşım yolları, genç ve artan nüfus – bunların hepsini kendi konuşmamda söyledim. Yani, tüm bu faktörler teşkilatımızın potansiyelini gözler önüne sermektedir. Birliği daha da güçlendirerek Türk Devletleri Teşkilatı’nı dünya çapında bir güç merkezine dönüştürmeliyiz.” Diğer taraftan TDT,  çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi için diplomatik çabaları desteklemektedir. Yine sayın Aliyev’in ifade ettiği üzere, Türk Devletleri Teşkilatının küresel ölçekte büyük güç merkezi haline gelecektir ve gün gelecek dünyanın tüm sorunları Türk Devletleri Teşkilatı ile istişare yoluyla çözülecektir.

Ekonomik İş Birliği: TDT’ye üye ülkeler arasında ticaretin artırılması ve ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi, bölgesel istikrarın sağlanmasına katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan enerji projeleri ve iş birlikleri, enerji güvenliğinin sağlanmasına ve kaynakların etkin kullanılmasına olanak tanıyacaktır Bu durum, ülkeler arasında ekonomik bağımlılığı ve dolayısıyla barış ortamını teşvik edeceği gibi küresel anlamda enerji arz güvenliğine katkı sağlayacaktır.

Güvenlik İş Birliği: TDT, başta terörizm ve radikalizm olmak üzere tüm istikrar bozucu hareketlerle mücadelede ortak stratejiler geliştirmektedir. Üye ülkeler arasındaki güvenlik iş birliği, sınır güvenliği ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunduğu gibi güvenlik boşluğundan beslenen zararlı akımlarının da önünü kesmektedir. Diğer taraftan üye ülkelerin ortak güvenlik politikaları ve bilgi paylaşımı, sınır güvenliğinin sağlanmasına ve yasadışı faaliyetlerin önlenmesine yardımcı olacaktır.

Kültürel ve Sosyal İş Birliği: Ortak kültürel ve tarihi bağlar, üye ülkeler arasındaki toplumsal dayanışmayı artırmaktadır. Kültürel projeler ve etkinlikler, halklar arasında hoşgörü ve anlayışı teşvik ederek bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan eğitim ve gençlik değişim programları, genç nesiller arasında dostluk ve iş birliğini artırarak, uzun vadede barış ve istikrara ciddi katkı sağlayacaktır.

Bölgesel İstikrar ve Barış İnşası: TDT, bölgesel çatışmaların çözümüne yönelik barış inisiyatiflerini desteklemektedir. Bu çabalar, bölgesel istikrarın sağlanmasına ve barışçıl bir ortamın oluşturulmasına katkı sağlamaktadır. Teşkilat, diğer uluslararası ve bölgesel örgütlerle iş birliği yaparak, küresel barış ve istikrara katkıda bulunmayı hedeflemektedir. Bu husus Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesinde “Bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrarın korunması için devletler arasında iyi komşuluk ve dostane ilişkiler kurmanın ve işbirliğini güçlendirmeyi” ve “Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine ve egemen eşitlik, toprak bütünlüğü ve uluslararası alanda kabul edilmiş devlet sınırlarının dokunulmazlığı da dahil olmak üzere uluslararası hukukun evrensel olarak tanınan diğer ilke ve normlarına bağlılığımızı yeniden teyit eder” ifadeleriyle dile getirilmiştir.