Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in yasa dışı ilhak planlarının durdurulması gerektiğini belirterek, bu planların Filistinlilerin insan hakları üzerinde yıkıcı tesiri olacağını tabir etti.
İsrail’in ilhak planlarını “yasa dışı” olarak nitelendiren Bachelet, İsrail’in kendi yetkililerini ve dünyadaki davetleri dikkate alarak bu “tehlikeli yoldan” dönmesi gerektiğini belirtti.
Bachelet, ilhakın sonuçlarının öngörülemeyeceğine dikkati çekerek, bunun yalnızca Filistinliler için değil İsrailliler ve yer için de yıkıcı sonuçları olacağı ikazında bulundu.
İlhak planlarının yerdeki kalıcı barış uğraşlarına “ciddi hasar” vereceğini vurgulayan Bachelet, ilhak edilecek kesimlerde yaşayan Filistinlilerin eğitim ve sağlık üzere temel hizmetlere erişimlerinin daha da zorlaşacağının altını çizdi.
Bachelet, milletlerarası hukuku çiğneyen Yahudi yerleşim birimlerinin ilhakla birlikte daha da genişleyeceğini, bunun iki topluluk arasındaki gerilimi arttıracağını söz etti.
Yasa dışı ilhakın “İsrail’in işgalci bir güç olarak memleketler arası hukuktan doğan yükümlülüklerini değiştirmeyeceğine” dikkati çeken Bachelet, bilakis iki devletli tahlil umutlarını derinden yaralayacağı değerlendirmesinde bulundu.
Bachelet, “Bu karardan geri dönmek için hala zaman var.” dedi.
Çeviköz: Bağımsız bir Filistin devleti kurma gayretini sekteye uğratacak
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, İsrail’in Garp Şeria’yı ilhak planının bölgesel ve global ölçeklerde gerginliklere neden olacağını belirterek, “İlhak edilecek ortamlar, Filistin topraklarını bir kere daha parçalayarak bağımsız bir Filistin devleti kurma gayretini sekteye uğratacaktır.” sözlerini kullandı.
Çeviköz, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in Garp Şeria’yı ilhak planına ilişkin değerlendirmede bulundu.
İsrail’in, işgal altındaki Garp Şeria’nın birtakım bölümlerini ilhak etme sürecini 1 Temmuz’da hayata geçirme planını açıkladığını anımsatan Çeviköz, “Her ne kadar ilhak edilecek ortamların genişliği konusunda bir netlik olmasa ve sembolik ilhak seçeneği düşünülse de Trump ve Netanyahu tarafından ‘Yüzyılın Planı’ nitelemesiyle, Filistin idaresi dışlanarak açıklanan ‘Orta Şark Barış Planı’nın Garp Şeria’nın ilhakıyla ilerletileceği anlaşılmaktadır.” sözlerini kullandı.
Açıklamasında İsrail’in memleketler arası hukuku ihlal eden laf konusu planının, Filistin ile İsrail arasındaki barış teşebbüslerine tamir edilmesi imkansız bir darbe vuracağını kaydeden Çeviköz, şunları bildirdi:
“Bu plan, yıllardır savaşlar ve ekonomik sefalet içinde kıvranan Orta Doğu’da yeni bir radikalleşme dalgasının kapılarını aralayacak, bölgesel ve global ölçeklerde büyük gerginliklere neden olacaktır. Filistin idaresinin ABD ve İsrail ile yapılmış tüm anlaşmaları sona erdirdiğini açıklaması, Hamas’ın ilhak planını savaş ilanı olarak görmesi, nahiyeyi sarabilecek yeni bir ateşin ilk sinyalleri olarak görülmelidir.
Ayrıyeten, ilhak edilecek kesimler, Filistin topraklarını bir sefer daha parçalayarak bağımsız bir Filistin devleti kurma uğraşını sekteye uğratacaktır. Bu da memleketler arası hukuka münafi yerleşim inşaatlarının sürat kazanmasına yol açacak, Filistin halkı bir apartheid rejimine mahkum edilecektir.”
“Filistin meselesinin çözüme kavuşturulması tarafındaki gayretlere desteğimizi yineliyoruz”
İsrail’in, Garp Şeria’nın kimi bölümlerini ilhak etme mütalaasından derhal vazgeçmesi gerektiğini belirten Çeviköz, İsrail’in, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere, bütün dünyadan gelen davetlere uyarak Filistin idaresini dışlayan bütün teşebbüsleri durdurması gerektiğini vurguladı.
Filistin-İsrail ilişkilerinin, yerin huzuru, barışı, refahı ve istikrarı açısından kilit önem taşıdığını belirten Ünal Çeviköz, şunları kaydetti:
“Bu bilinçle, ilhak planına karşı çıkıyor, Filistin meselesinin iki devletli, adil ve kalıcı bir tahlile kavuşturulması tarafındaki uğraşlara desteğimizi yineliyoruz. Kesimimizin barış ve huzurunun, başarısızlıklarını bunalımlarla aşmaya çalışan siyasetçilerin şahsi bekalarından daha önemli olduğunu vurguluyoruz.
Türk dış siyasetinin temel sütunlarına indirdiği darbelerle hem Filistin halkının kendi içindeki bölünmüşlüğü derinleştiren, hem Ankara-Tel Aviv ilişkilerini istikrarsızlaştıran AKP iktidarının, İsrail’i ilhak planından vazgeçirecek diplomatik teşebbüsleri ivedilikle başlatma yükümlülüğü olduğunu kamuoyumuzun haberine sunuyoruz.”
“Netanyahu, ilhaktan sonra müzakere edecek tek bir Filistinli bulamayacaktır”
Filistin Idaresi, ABD’nin kelamda Orta Şark Barış Planı çerçevesinde Filistinlilere diyalog daveti yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun işgal altındaki Garp Şeria’nın birtakım bölgelerini ilhak etmesi durumunda barış süreci için müzakere edeceği tek bir Filistinli bulamayacağı ikazında bulundu.
Filistin Sivil İşler İdaresi Başkanı Hüseyin eş-Şeyh, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması” olarak isimlendirdiği kelamda Orta Şark Barış Planı çerçevesinde Filistinlilere diyalog daveti yapan İsrail Başbakanı Netanyahu’ya yanıt verdi.
Aynı zamanda Fetih Hareketi Merkez Kurul üyesi olan Şeyh açıklamasında, “Topraklarımızdan bir karışın bile ilhak edilmesi, siyasi çözümün ilhak tanklarının paletleri altında ölmesi demektir.” dedi.
İlhakın gerçekleşmesi durumunda İsrail-Filistin barış müzakere sürecinin yok olacağına işaret eden Şeyh, “Meydan okuyoruz. Netanyahu, ilhaktan sonra müzakere edecek tek bir Filistinli bulamayacaktır. İsrail tüm Filistinlilerce, ortam ülkelerince ve milletlerarası toplulukça reddedilen bir işgalci güç olarak kalmaya devam edecektir.” sözlerini kullandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu, dün akşam ABD merkezli İsrail İçin Hristiyan Birliği Derneği’ne (CUFI) gönderdiği iletisinde, ABD Başkanı Trump’ın kelamda Orta Şark Barış Planı’na işaret ederek Filistinlilere bu çerçevede diyalog daveti yapmıştı.
İsrail’in Garp Şeria’daki nahiyeleri “ilhak” planı
ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 28 Ocak’ta Beyaz Saray’da düzenlediği basın içtimasında açıkladığı kelamda Orta Şark barış planında, Garp Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim alanlarının “İsrail’in toprağı” olarak kabul edilmesi ve Tel Aviv idaresinin Filistin’e ilişkin Ürdün Vadisi üzerindeki hakimiyetini sürdürmesi unsurları taraf alıyordu.
ABD ve İsrailli yetkililerden oluşan ortak yarkurul, lafta barış planının akabinde kelam konusu kesimlerin “ilhakı” için Garp Şeria’da haritalandırma sürecine başlamıştı.
Netanyahu ile Mavi-Beyaz İttifakı önderi Benny Gantz’ın imzaladığı koalisyon anlaşmasına nazaran, İsrail Başbakanı, 1 Temmuz’dan itibaren Garp Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim üniteleri ve Ürdün Vadisi’nin “ilhakını” kabine yahut meclisin onayına sunabilecek.
Kaynak: AA
