Yazarlar

Ben Öğretmen Olsaydım

Bugün meslektaşım Selahattin Adıgüzeller’in Öğretmenler Günü için yazdığı “Ben Öğretmen Olsam” başlıklı yazısını okudum. 

Gerçekten de öğretmenlik mesleğinin derin anlamını çok güzel bir şekilde ifade etmiş. 

Meslektaşımın yazısı beni de düşündürdü ve aynı başlıkla kendi bakış açımı paylaşmak istedim. 

Bir öğretmenin sınıfında başlayan değişim, aslında bir toplumun dönüşümünü başlatır. 

Ancak günümüz eğitim sistemine baktığımızda, öğretmenin bu büyük sorumluluğunu yerine getirmesinin ne kadar zor olduğunu görüyoruz. 

Siyasetin gölgesinde şekillenen müfredat, ekonomik sorunlarla boğuşan öğretmenler ve fırsat eşitsizliği, bu dönüşümün önündeki en büyük engellerden biri. 

Eğer ben öğretmen olsaydım, bu engellere karşı öğrencilerimle birlikte bir bilinç ve farkındalık oluşturmaya çalışırdım.

Eğitim Siyasetin Gölgede Bırakılmayacak Kadar Değerlidir

Bugün eğitim politikaları, ne yazık ki uzun vadeli planlarla değil, siyasi çıkarlarla şekilleniyor. 

Her iktidar değişiminde müfredatın yeniden düzenlenmesi, eğitim sistemimizi zayıflatan en önemli nedenlerden biri. 

Ben öğretmen olsaydım, öğrencilerime siyasetin gölgesinden bağımsız düşünmeyi öğretir, farklı görüşlere açık bireyler olmalarını sağlardım. 

Çünkü eğitim, bir ideolojiyi değil, evrensel değerleri ve bilimi esas almalıdır.

Eğitimde reform yapılması gerektiği açık. Ancak bu reformların, siyasi kaygılardan bağımsız bir şekilde, eğitimcilerin önerileri doğrultusunda yapılması gerekir. 

Bugün bir öğretmen olarak, reform diye sunulan her adımın gerçekten eğitimi güçlendirip güçlendirmediğini sorgulardım. 

Çünkü eğitim, siyasi söylemlerle değil, bilimle ilerler.

Fırsat Eşitsizliği Kapanmalı

Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri, eğitimdeki fırsat eşitsizliği. 

Büyük şehirlerdeki özel okullar ile kırsaldaki devlet okulları arasındaki uçurum, sadece çocukların geleceğini değil, toplumun bütünlüğünü de tehdit ediyor. 

Ben öğretmen olsaydım, öğrencilerime sadece bilgi değil, bu eşitsizlikleri değiştirme bilinci de aşılamak için çalışırdım.

Örneğin, kırsal bir bölgede görev almış bir öğretmen olsaydım, öğrencilerimin yaşadıkları zorlukların farkında olmalarını sağlardım. 

Onlara sadece derslerini değil, adaleti ve eşitliği savunmanın yollarını öğretirdim. 

Çünkü bir ülkenin kalkınması, yalnızca büyük şehirlerde değil, her köşesinde eşit imkanların sağlanmasıyla mümkündür.

Öğretmenlik Mesleği Saygınlığını Yeniden Kazanmalı

Bir ülkenin kalkınması, öğretmenlerin toplumsal statüsüyle doğrudan ilişkilidir. 

Bugün öğretmenler, düşük maaşlar ve atanma problemleri gibi sorunlarla mücadele ediyor. 

Ben öğretmen olsaydım, sadece öğrencilerimin değil, meslektaşlarımın haklarını da savunmak için sesimi yükseltirdim. 

Çünkü öğretmenin hak ettiği değeri görmediği bir sistemde, eğitimde başarıdan söz etmek mümkün değildir.

Öğretmenler, toplumun geleceğini inşa eden en önemli mimarlardır. 

Ancak ne yazık ki, bu kutsal meslek, ekonomik ve sosyal sorunlar nedeniyle her geçen gün daha zor hale geliyor. 

Eğer öğretmen olsaydım, bu mesleğin yeniden saygınlık kazanması için elimden geleni yapardım. 

Çünkü öğretmen, yalnızca ders anlatan değil, topluma yön veren bir bilgedir.

Hayal Kurmayı Öğretirdim

Bir ülkenin geleceği, gençlerin hayal gücünde şekillenir. 

Ancak bugünün eğitim sistemi, gençlere hayal kurmayı değil, sınav sistemine uyum sağlamayı öğretiyor. 

Ben öğretmen olsaydım, öğrencilerime öncelikle hayal kurmayı ve bu hayalleri gerçekleştirmek için cesaretle mücadele etmeyi öğretirdim. 

Onları sadece sınavlara hazırlayan değil, hayata hazırlayan bir öğretmen olmayı hedeflerdim.

Hayal kurmayı bilen bir nesil, karanlıkta bile yolunu aydınlatabilir. 

Bu nedenle eğitim, sadece bilgi aktarmak değil, bireylerin içindeki ışığı ortaya çıkarmak için bir araçtır. 

Ben öğretmen olsaydım, öğrencilerimin hayal kurabilmeleri için onlara ilham vermeye çalışırdım.

Sonuç olarak, eğitim, toplumun en güçlü değişim aracıdır. 

Ancak bu değişim, ancak öğretmenlerin değer gördüğü, eğitimin siyasetten bağımsız olduğu ve fırsat eşitliğinin sağlandığı bir sistemle mümkün olabilir. 

Bugün öğretmen olmasam da bir vatandaş olarak bu sorunlara dikkat çekmek, eğitimin geleceği için atılacak adımlara katkıda bulunmak hepimizin sorumluluğu. 

Öğretmenler Günü vesilesiyle, tüm öğretmenlerimize minnetlerimi sunuyorum; geleceği inşa eden elleriniz hiçbir zaman yorulmasın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu