
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 15 Temmuz darbe teşebbüsü gecesi yaşadıklarını anlattı. O gece İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde şehit olan ağabeyi Prof. Dr. İlhan Varank’ın “Biz korkarsak herkes korkar” diyerek dışarı çıktığını anlatan Bakan Varank, “Eşime, ‘Mustafa’ya dikkat et’ diye ileti yazmış. O gece kendisiyle konuşamamış olmaktan dolayı çok hayıflanıyorum” dedi. Varank, hala birilerinin denetimli darbeden bahsettiğini söz ederek, “Bu bize doğal ki bir hakaret. Bizim üzere 250 ailenin şehidi var. Onların önüne geçip ‘Bu denetimli bir darbeydi’ diyebilir misiniz?” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 15 Temmuz darbe teşebbüsü gecesi yaşadıklarını anlattı. TRT Haber’de 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını anlatan Bakan Varank, “O gece Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle milletimiz özgürlükten, demokrasiden, kendi iradesinden yana olduğunu çok net bir şekilde gösterdi. Ağabeyim de onlardan bir tanesiydi. Üniversitede idareciydi, öğretmenleriyle bir kümesi vardı. Orada son yazdığı cümle, ‘Biz korkarsak herkes korkar, ben dışarı çıkıyorum’ olmuş. Eşiyle helalleştikten sonra önce Vatan Caddesi’ne, daha sonra polisin de yönlendirmesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne gelmiş” dedi.
“Eşime, ‘Mustafa’ya dikkat et’ diye bildiri yazmış”
Bakan Varank, “O gece, hem benim telefonuma hem bir aile kümemiz var oraya yazmış aslında ancak ben o kadar ağır bir şekilde bu darbeyle uğraş etmek için bir trafik yürütüyordum ki o iletileri hiç görmedim. Eşime, ‘Mustafa’ya dikkat et’ diye ileti yazmış. Orada bile kendisini düşünmüyor aslında” sözlerini kullandı.
Daha sonra Sağlık Bakanı’nın şahsi kalem yöneticisinin kendisini aradığını söz eden Bakan Varank, “Sağlık Bakanımızın hususî kalem yöneticisi aradı. ‘Ağabeyinizin yaralandığı ile ilgili bir haber aldık’ dedi. Ben doğal şok oldum. Ağabeyimi aradım, telefonu bir yabancı açtı. Silah sesleri de geliyordu. ‘Ağabey, bu telefonun sahibi çok yiğit bir kişiydi. Biraz önce vuruldu. Otomobile bindirdik, hastaneye yolladık. Ne olduğunu bilmiyorum, telefonu burada kaldı’ dedi” diye konuştu.
“Hem bizim açımızdan hem ailemiz açısından çok gurur verici lakin çok özlüyoruz”
Birkaç saat sonra ağabeyinin şehadet haberini aldığını anlatan Bakan Varank, “Birkaç saat sonra şehadet haberini aldık. Naaşını teslim aldık. Ağabeyinizi gasilhanede yıkamanız öbür bir his. Cenazesini ben yıkadım. İnsanın ağabeyinin şehadet haberini alması çok yürek burkan bir şey ancak inancımızda şehadet en şanlı makamlardan bir tanesi. Hem bizim açımızdan hem ailemiz açısından çok gurur verici lakin çok özlüyoruz” dedi.
O gece ağabeyi ile konuşamamış olmaktan dolayı çok hayıflandığını dile getiren Bakan Varank, “Biz üç kardeşiz, ablamız var, ben en küçük kardeşim. Uygun bir ağabey kardeş ilişkimiz vardı. Her zaman kardeşine sahip çıkmaya çalışırdı. Şık bir ilişkimiz vardı. O gece kendisiyle konuşamamış olmaktan dolayı çok hayıflanıyorum. Zira bildiri atmış, ‘İyi misiniz?’ diye. O gece onunla konuşmaktan çok bahtiyar olurdum ancak nasip değilmiş. Artık her kabri başına geldiğimizde Kur’an okuyarak, dualarımızı göndererek irtibatta olduğumuza inanıyoruz” formunda konuştu.
Varank, “O zaman yanında olan gazilerimizle görüşme fırsatım oldu. ‘Rahmetli ağabeyiniz sahiden çok cesurdu’ dediler. Daima etrafındakilere ‘Korkmayın’ diye bağırıyormuş ve darbecilerin önünde cüretle duruyormuş” dedi.
“Bu bize bir hakaret”
Hala birilerinin ‘kontrollü darbe’den bahsettiğini söz eden Bakan Varank, “Bir darbe düşünün, 251 vatan evladını şehit, binlercesini gazi bırakıyor ve hala birileri çıkıp denetimli darbeden bahsediyor. Bu bize olağan ki bir hakaret. Bizim üzere 250 ailenin şehidi var. Onların önüne geçip ‘Bu denetimli bir darbeydi’ diyebilir misiniz?” sözlerini kullandı.
Varank, “Kendimi sorguladığımda ‘Acaba bir tankla karşı zıdda kalsam bu kadar yürekli hareket edebilir miyim?’ diye düşünüyorum. Artık edebilirim, zira önümüzde örnekler var. İnşallah Rabbim o ulvî makamlara erişmiş şehitlerimizle bizi ahirette buluşturur diye dua ediyoruz” dedi.