Yazarlar

AZERBAYCAN İLE ÖZBEKİSTAN ARASINDA İŞBİRLİĞİ DERİNLEŞİYOR

Karabağ Zaferinden sonra dış politikada yeniden yapılandırmaya giden Azerbaycan, Türk Dünyası ile ilişkiler dış politika öncelikleri arasına almıştır. Cumhurbaşkanı Aliyev birçok konuşmasında Türk Devletleriyle işbirliği geliştirilmesinin Azerbaycan dış politikası önceliği olduğu hususu vurgulamıştır. Nitekim 5-6 Temmuz 2024 tarihinde Azerbaycan’ın medeniyet başkenti Şuşa’da gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Gayrı resmi zirvesi yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’ın dış politikasının öncelikli yönü, Türk ülkeleri ile ilişkilerin genişletilmesi, Türk dünyasının ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlendirilmesidir. Azerbaycan, her zaman Türk dünyasının sıkı bir şekilde birleşmesi, onun siyasi, ekonomik ve askeri gücünün artması, küresel arenada bir güç merkezi haline gelmesi adına çaba göstermiştir.” ifadesinde Aliyev, “Türk Devletleri Teşkilatı, dünya çapında güç merkezlerinden biri haline gelmelidir. Biz, büyük bir coğrafi alanı kapsıyoruz, üye ülkelerde olumlu demografik dinamikalar gözlemleniyor ve askeri potansiyelimiz, savaş alanlarında defalarca kendini kanıtlamıştır. Zengin doğal kaynaklarımız, bu kaynakların taşınması için modern altyapı, Orta Asya’yı, Kafkasları Akdeniz ve Karadeniz limanlarına bağlayan ulaşım koridorları, zengin ve kadim tarihimiz, kültürümüz bizim büyük servetimizdir. Halklarımızın geleneksel değerlere bağlılığı ve aynı etnik köklere sahip olmaları, ülkelerimizi sıkıca birleştiriyor. 21. yüzyıl, Türk dünyasının gelişim çağı olmalıdır.” sözleriyle Türk Devletleri Teşkilatının misyonu ve vizyonuna dikkat çekmiştir. Aliyev daha önceden de tarihe geçecek “Bizin Ailemiz Türk Dünyasıdır” vurgusunu yapmıştı.

Sayın Aliyev’in bu ifadeleri sadece bir söylemde ibaret olmadığını Azerbaycan ile Türk Devletleri arasındaki ilişkilerin somutlaşarak derinleşmesinde görmek mümkündür. Bilindiği üzere TDT üye ülkeleri arasında işbirliği yol haritası Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesinde ortaya konulmuştur. Bununla birlikte Türk Devletleri üst yapı olarak TDT çatısı altında işbirliğini geliştirmenin yanında üye ülkelerin ikili ilişkilerindeki gelişmeler de büyük önem taşımaktadır. Türk Devletleri Teşkilatının kurulmasından bu yana Azerbaycan ikili ilişkileri oldukça öncelemiş, Türk Devletlerine sık sık üst düzeyde ziyaret gerçekleştirilmiş ve işbirliği protokolleri imzalamıştır. En son olarak Sayın Aliyev, 22 Ağustos’ta Türk Dünyasının kadim medeniyetinin merkezi Özbekistan’a resmi bir sefer düzenlemiştir.

Aliyev’in Özbekistan ziyareti Türk dünyasının iki ülke önemli ülkesi arasında müttefiklik ilişkisinin kurulmasına ilişkin birçok anlaşmanın imzalanması ile sonuçlanmıştır. Bu anlaşmalar arasında kuşkusuz en önemlisi Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, “Azerbaycan Cumhuriyeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Arasında Müttefiklik İlişkileri Hakkında Anlaşma”yı imzalası oldu. Bununla birlikte iki kardeş ülke arasında “Azerbaycan Cumhuriyeti ve Özbekistan Cumhuriyeti Yüksek Devletlerarası Konseyi’nin Birinci Toplantısının Kararı”nı kabul edildi.

Basın açıklamasında, “Büyük bir memnuniyetle belirtmek isterim ki, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Özbekistan’a devlet ziyareti, asırlık dostluk ilişkilerimizin gelişiminde tarihi bir olaydır. Bugün, değerli İlham Heydar oğlu ile müttefiklik ilişkileri hakkında bir Anlaşma imzaladık. Bu belge, devletlerarası karşılıklı iş birliğinin güçlendirilmesinde yeni bir dönemin başlangıcını simgelemektedir. Bu vesileyle çok yönlü ortaklığın kapsamlı gelişim rotasına olan güçlü bağlılığımızı teyit ettik” ifadesinde bulunan Özbekistan Cumhurbaşkanı sayın Mirziyoyev,  konuşmasının devamında “Ayrıca, müttefiklik ilişkilerimizin derinleşmesi için yeni önerilerin hazırlanması ve uygulanması için etkili bir mekanizma olan Yüksek Devletlerarası Konseyin birinci toplantısını gerçekleştirdik. Biliyorsunuz, İlham Heydar oğlu ile her zaman anlaşmaya varıyoruz, talimat veriyoruz ve aynı zamanda kontrol ediyoruz. Azerbaycan’daki ilk görüşmemizde iş birliğinin on yönünü belirledik. Memnuniyetle ve güvenle söylemek istiyorum ki, anlaşmaların hiçbiri kâğıt üzerinde kalmadı. Gerçek sonuçlarımız var. Bugün, 20 yeni yön belirleme konusunda anlaşmaya vardık; bunlar, iş birliğimizin gerçek yönleridir ve İlham Heydar oğlu bunu memnuniyetle kabul etti. Zannımca, şimdi derinlemesine ilgileneceğimiz alanlar ve yönler var.” Hususlarına vurgu yaptı.

“Daha önce de belirttiğim gibi, kardeş ülkede sık sık bulunuyorum. Ziyarete hazırlanırken, kendi takvimime ve Şevket Miromonoviç’in seyahat takvimine göz attım ve gördüm ki, bu, son iki yılda benim beşinci ziyaretim. Şevket Miromonoviç ise son bir buçuk yılda dört kez Azerbaycan’da bulundu. Eğer buna Kasım ayında COP konferansında görüşmemizi de eklersek, sayıyı eşitliyoruz. Bu, en iyi göstergedir.” ifadesiyle iki ülke arasındaki resmi üst düzey ziyaretlere dikkat çeken sayın Aliyev konuşmasını “Şevket Miromonoviç’in belirttiği gibi, bugün resmen müttefik olduk. Bu, gerçekten tarihi bir andır ve buna katılıyorum. Müttefiklik ilişkileri hakkında imzalanan anlaşma, iki ülkenin imzalayabileceği en yüksek uluslararası belgedir. Bugün Taşkent’te sadece ilişkilerimizin yeni bir bölümünü değil, adeta kitabını yazıyoruz. Zannımca, buna eminim ki, üzerimizde dolaşan ve bu duruma hayır dua eden atalarımızın ruhları mutlu olacaktır. Bugün iki kardeş halk, iki bağımsız, güçlü, egemen ve etkili devlet resmen müttefik oldular. Bu, çok önemli bir dış politika adımıdır ve önümüzdeki yıllarda hem ilişkilerimizi hem de birçok durumda bölgesel politikayı belirleyecektir. Çünkü biz aktif olarak çalışıyoruz ve Şevket Miromonoviç’in dediği gibi, en farklı konular – bölgesel ve uluslararası politika meseleleri – görüşüldü. Bugün Orta Asya, Güney Kafkasya ve Hazar bölgeleri tek bir jeopolitik bölge haline geliyor ve bölgelerimizdeki olumlu süreçler, Özbekistan ile Azerbaycan arasındaki verimli iş birliğine bağlıdır.” (https://president.az/az/articles/view/66728,25.08.2024) sözleriyle sürdürdü.

Sonuç olarak iki liderin de ifade ettiği üzere son dönemde Türk Dünyasının gözde iki devleti arasında her alanda yüksek düzeyde yoğunlaşan işbirliği iki ülkeye sağlayacağı fayda kadar TDT’nin Bölgesel ve Küresel etkinliğine önemli katkı sağlayacaktır. Bu yaklaşım TDT üye diğer ülkeler için de rol model olmasını temenni ediyoruz. Evet unutmayalım ki, biz birlikte daha güçlüyüz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakın!