a
  • Haberyum
  • Gündem
  • Aigai’deki 3 bin mezar belgelendi; ortalama yaşam 40-45 yıl

Aigai’deki 3 bin mezar belgelendi; ortalama yaşam 40-45 yıl

https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/08/masal-bahçe.png https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/10/134X550.jpg

Ersan ERDOĞAN/ MANİSA, MANİSA’nın Yunusemre ilçesindeki Aigai Antik Kenti’nde belgelenen 3 bin mezardan alınan insan kalıntısı ve kemikler üzerinde DNA çalışmaları yapıldı. Aigai Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, çalışmalar hakkında bilgi verip, bulunan kemiklerin DNA incelenmesinden, antik kentteki insanların ortalama 40 45 yıl yaşadıkları ve dönemine göre çok kötü olmayan beslenme alışkanlıklarına sahip olduklarının ortaya çıktığını söyledi.
Batı Anadolu’da kurulan 12 Aiol kentinden biri olan Manisa’nın Yunusemre ilçesi Yuntdağ Köseler Mahallesi yakınında bulunan ve 2 bin 700 yıllık geçmişe dayanan Aigai Antik Kenti’nde 2021 yılı kazı çalışmaları başladı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, Yunusemre Belediyesi ve Aliağa Belediyesi sponsorluğunda gerçekleşen kazı çalışmaları, bu yıl 3 bin mezarın tespit edilerek belgelendiği nekropolis alanında sürüyor. Fransa, İtalya ve Almanya’dan da arkeologların katılımıyla uluslararası proje gerçekleştirilen nekropolis alanındaki mezarlarda ortaya çıkan insan kalıntıları ve kemikler incelendi. Antropologlar ve paleopatologların yardımıyla gerçekleşen çalışmada, kentte yaşayan insanların ortalama yaşam süresi ve insanların nasıl beslendikleri ortaya çıktı.  
KENTİN KURUCULARININ MEZARLARINA ULAŞILDI
Aigai Antik Kenti Kazı Başkanı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Yusuf Sezgin, “Bu yıl nekropolis alanında çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Nekropolis antik kente ölen kişilerin gömüldüğü alan. Bu alanda 2015 yılında Almanya, İtalya ve Fransa’dan bilim insanları başladığımız uluslararası bir projenin sonuna geldik. Kentin kuruluşunun milattan önce 700 civarı olduğu yani kent 2 bin 700 yıl önce kurulmuş. Nekropolis alanında 10 mezar bulduk. Bu mezarların tarihi de M.Ö. 700’lü yıllara ait. Bu 10 mezarın özelliği kentin kuruluşu ile aynı tarihe denk gelmesidir. Bu 10 mezardaki kişilerin aslında bu kenti kuran kişiler olduğu anlamına geliyor. Alanda ise şu ana kadar 3 bin mezar belgeledik. Burada inanılmaz bir büyüklükteki nekropolis alanından bahsediyoruz. Kentin, doğa koşulları ve coğrafyanın çok sert olduğu, volkanik bir arazi üzerinde kurulmuş olması, mezarların geniş alanlara yayılmasına neden olmuş. Çalışmalarımızda kentin 2,5 kilometre uzağında mezarlar buluyoruz. Bu anlamda 3 bin mezarın belgelenmesi çok önemli. Belgeleme çalışmalarımız tamamlandı. Belgelenen tüm mezarları uluslararası bir yayına vererek, bilim dünyasına sunacağız. Son hazırlıkları yapıyoruz” diye konuştu.
‘KENT İNSANLARI ORTALAMA 40 45 YIL ARASI YAŞIYOR’
Nekropolis alanında arkeologların yanı sıra antropolog ve paleopatologlardan da faydalandıklarını dile getiren Doç. Dr. Sezgin, “Nekropolis alanında yürüttüğümüz çalışmalarda sadece arkeologlar görev almadı. Çok farklı olarak jeofizik ve antropolojik çalışmalar yaptık. Ele geçirilen insan kalıntıları ve kemikleri üzerine birtakım analizler gerçekleştirdik. Kemiklerin DNA’sı ve insanların beslenme alışkanlıkları üzerinde çalışmalar gerçekleştirdik. Buradaki insanların, ortalama 40 45 yaş ömre sahip olduğunu ve dönemine göre nispeten çok kötü olmayan beslenme alışkanlıklarına sahip olduklarını gördük. Ayrıca bu coğrafyada yaşayan insanların orta halli ve daha üst seviyede yaşayan insanlar olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
‘KENTİN EKONOMİSİ ÜST SEVİYEDE’
Kentin ekonomisinin üst seviye de olduğunu ve insanların refah seviyesinin yüksek olduğunu kaydeden Doç. Dr. Sezgin, şöyle devam etti:
“Burada önemli olan noktalardan biri şu. Aigai, Yuntdağı’nın üzerinde kurulmuş bir antik kent. Şu an Yuntdağı’nın coğrafi ve demografik yapısına baktığımızda buranın geri kalmış olduğunu görürsünüz. Fakat Antik Dönem’de burada bir kent devleti kurulmuş, Burada çok ciddi bir ekonomik sistem var. Kenti, bugünkü büyükşehirler olarak değerlendiriyorum. Şehrin geçimini de hayvancılık oluşturuyor. Aigai, zaten ‘keçi’ demek. Hayvancılıktan çok ciddi paralar kazandıklarını görüyoruz. Çünkü bu kadar görkemli yapıları yapmak için ciddi bir ekonomiye ihtiyaç var. Günümüzde halen daha bu coğrafyada hayvancılık yapılıyor. Aigai varlığını 1000 yıl boyunca sadece hayvancılık üzerine kurmuş ve kenti burada gayet refah bir şekilde yaşatmış”  

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Prof. Dr. Bilge: Aşı olmayı kabul etmeyenler, kurallara daha çok dikkat etmeli