BursaYazarlar

Adaletin Neresindeyiz?

Türkiye’de bedelli askerlik konusu, her dönem tartışmaların odağında yer alıyor. Bir yandan gençlerin iş ve eğitim hayatını kesintiye uğratmadan askerlik yapabilmesine olanak tanırken, diğer yandan toplumun farklı kesimlerinde gelir adaletsizliğini daha belirgin hale getiriyor.

Son olarak, bedelli askerlik ücretinin 243 bin TL’ye çıkması, bu tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bu rakam, birçok kişi için hayal bile edilemeyecek bir meblağ iken, bazıları için adeta “çerez parası” olarak nitelendirilebiliyor.

İşte tam da bu noktada, gelir adaletsizliğine dayalı eleştiriler devreye giriyor.

Bedelli askerlik sistemi, köklü bir reform gerektiriyor.

Bu sistemin kişilerin gelir düzeyine göre şekillendirilmesi gerektiği çok açık. Örneğin, yüksek gelir grubuna giren bir vatandaşla, asgari ücretle geçinen bir vatandaşın aynı ücreti ödemesi nasıl adil olabilir?

Ücretin kademeli olarak belirlenmesi, sosyal adaletin sağlanması açısından elzem. Gelir beyanlarına göre düzenlenecek bir sistem, hem uygulamanın daha kapsayıcı hale gelmesine hem de toplumda huzursuzluk yaratılmamasına katkı sağlayabilir.

Bazıları bedelli askerliği “askerlikten kaçış” olarak görüyor.

Ancak;

Modern dünyada, profesyonel orduların önemi giderek artıyor ve zorunlu askerlik sistemi daha çok sorgulanıyor.

Türkiye gibi dinamik ve genç nüfusa sahip bir ülkede, gençlerin eğitim ve kariyerlerini kesintiye uğratmadan vatani görevlerini yerine getirebilecekleri bir sistem oluşturmak, gerçekçi ve gerekli bir yaklaşım.

Sorun burada kaçış değil; adalet. Eğer bedelli askerlik, yalnızca ekonomik gücü yetenlerin faydalandığı bir fırsata dönüşüyorsa, bu durum toplumda derin bir eşitsizlik hissi yaratıyor.

243 bin TL gibi yüksek bir ücretin toplumdaki karşılığı nedir? Bu, birçok kişiye “Paran varsa kurtulursun, yoksa kaderine razı ol” mesajını vermekten başka bir anlam taşımıyor.

Gelir düzeyi düşük vatandaşlar için bu, sadece çaresizliği hatırlatan bir uygulama olmaktan öteye geçemiyor.

Devletin asli görevi, adaleti sağlamak ve vatandaşlar arasındaki gelir uçurumunu derinleştirmek yerine bu uçurumu kapatmak için çözümler üretmektir.

Bu yapılmadığı sürece, bedelli askerlik her zaman eleştirilerin hedefinde olmaya devam edecektir.

Son söz;

Bedelli askerlik sistemi, toplumun her kesimini kapsayan ve daha eşitlikçi bir zemine oturtulmuş bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Gelir düzeyine göre ücretlendirme, bu yönde atılabilecek önemli bir adım olabilir.

Bir sonraki düzenlemede, toplumun geniş kesimlerini memnun eden, adaleti temel alan bir yaklaşım benimsenmesi umuduyla…

Aksi halde bu tartışmalar, toplumdaki bölünmüşlüğü daha da derinleştirecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu