
ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İlişkileri Müsteşar Yardımcısı Vekili Philip Reeker, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz siyasetlerini eleştirerek bu faaliyetlerin NATO ittifakının birliğine ziyan verdiğine dair kaygılarını dile getirdi.
Yunan gazetesi Kathimerini’nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ismine Amerikan Helenik Enstitüsü’ne (AHI) mektup gönderen Reeker, şöyle dedi:
“Yunan hava alanını ihlalleri, Kıbrıs sularındaki sondaj faaliyetleri, Libya ile ‘Deniz Yetki Alanlarının Sonlandırılmasına Ait Mutabakat Muhtırası’ imzalaması ve bunun temelinde hidrokarbon araması yapma niyetini beyan etmesinin provokatif olduğu, yardımcı olmadığı ve bölgede gerilim çıkardığını Türkiye’ye tekrar tekrar ilettik.”
AHI Başkanı Nick Larigakis 25 Haziran’da Pompeo’ye gönderdiği mektupta Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de istikrara tehdit oluşturduğunu iddia ederek bu hususta enstitünün önemli telaş içinde olduğunu iletmişti.
ABD Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Vekili, mektubunda, ‘Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemleri alımına Washington’ın aktif şekilde itiraz etmeye devam ettiğini’ dile getirerek şöyle devam etti:
“S-400 edinmesine karşılık Türkiye’nin F-35 programına iştirakini askıya almamız ve ufukta gözüken sonlandırmamız, yönetimimizin bu meseleye yaklaşımındaki ciddiyetin ve sonuçlar dayatma istekliliğimizin işaretidir.”
“Türkiye’nin S-400’ü operasyonel hale getirme eforlarını devam ettirdiğine dair haberlerden derinden endişeliyiz, S-400 meselesinin ikili ilişkilerde ve NATO’da önemli bir engel olarak durduğunu vurguladık.”
Türkiye’nin Ekim 2019’da Suriye’nin kuzeydoğusuna hudut ötesi harekat düzenlemesini takiben bakanlarına ve kurumlarına getirilen ABD yaptırımlarının ‘hala yürürlükte olan müzakere edilmiş ateşkesin temelini oluşturduğunu’ söz eden Reeker, “Bakan Pompeo, Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası’ndan (CAATSA) kaynaklanan sorumluluklarını ciddiye alıyor ve yasaya tümüyle uyma niyetinde bulunuyor. Bakanlık, yaptırım kararlarına dair peşin karar veremez veya bu sürece mahsus bir takvim belirlenmesini öngöremez” diye ekledi.