TFF Başkanlığı tarafından 29.07.2020 tarihinde “Profesyonel Liglerde Küme Düşme”nin kaldırılması ile alakalı olarak alınan karar hakkında aşağıdaki açıklama TFF Başkanlığına gönderilmiştir.
Birebir Açıklama UEFA ya gönderilmek üzere İngilizceye de çevrilmiş, ortaya çıkacak sonuca nazaran hareket edilecektir.
Kelam konusu açıklama Ülkemiz Futbolunu yönetemeyenlerin, kabahati siyaset makamlarına atma alışkanlık ve eforları ile Türk Futbolunun sıkıntılarını çözmekten çok kaos çıkarmaya yönelik olduğu artık aşikardır.
Bahsin hassasiyet içerisinde takipçisi olduğumuzu belirterek bu açıklamayı kamuoyuna hürmetlerimizle sunuyoruz.
TFF BAŞKANLIĞINA
2019-2020 Muhteşem Ligin sona ermesi sonrası 29.07.2020 tarihinde alınan karar ile Tüm Profesyonel liglerde küme düşmenin bu yıl için uygulanmayacağı kararı alınmış ve bu karar canlı yayınla kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Buna nazaran;
1- Bu kararın alınmasında “Türkiye Futbol Federasyonunun misyonları (5894 Nolu Mayıs/2009 kanun UNSUR 3.) e göre” (ek 1) yasal desteği nedir?
2- Bu kararın alınmasında Üstün lig kulüp başkanlarının talebi ile görüşüldüğü açıklanmış olmasına karşın bu bahiste kimi Muhteşem lig Kulüp Başkanlarının yapmış olduğu aksi yönde açıklamaların mahiyeti ve geçerliliği nedir?
3- Süper Ligin en önemli tamamlayıcı ögesi ve gelir kaynağı “YAYINCI KURULUŞTUR”. Bütün dünyadaki futbol Federasyonları mukavele kararlarına binaen mümkün bir karar alırken ilgili mevzu yayıncı kuruluş ile kesinlikle müzakere edilir ve türel sorumluluklar da yazılı olarak ortadan kaldırılır. Bu durum Futbol Federasyonlarının hem tüzel hem finansal yönetimin bir kaçınılmaz gerekliliğidir. Bu durumun açıkça bilinmesine karşın; Yayıncı Kuruluş tarafından yapılan “böyle bir bilgiye sahip olmadıklarına dair” açıklama TFF başkanı ve yönetim tarafından nasıl değerIendirilmektedir. İleride bu karar yayıncı kuruluş tarafından hukuka yansıtılır ve haklı bulunursa bu bahiste ortaya çıkacak zararın federasyon tarafından karşılanması nasıl bir gelir ile sağlanacağı planlanmaktadır?
4- Aynı zamanda “bu durumdan kaynaklı” Yayıncı kuruluş ile anlaşılamaması durumunda bu yayın yükünü ve finansmanını karşılayacak diğer bir yayıncı kuruluş var mıdır?
5- Federasyon bu kararı alırken anlaşılıyor ki Spor Bakanlığı ile husus müzakere edilmiş ve o denli karar alınmıştır. Sporun yönetiminin bizim üzere Kanunla icra edildiği ülkelerde bu türlü karar verilmesi olağan bir uygulama olsa da; TFF nin yürütme ve işleyişinde UEFA ya bağlı olduğu dikkate alınarak; TFF nin özerklik yapısının korunarak açıklamanın bu bağlamda yapılması gerekmez miydi?
O halde bu uygulamanın nedeni UEFA dan gelebilecek bir yaptırım kararında TFF yönetiminin sorumluluktan kaçma ihtimalini akla getirmez mi? Çünkü futbol kamuoyunda kelam sahibi olan çabucak herkesin bu kanıda olması karşısında TFF Başkanı ve yönetim heyeti ne düşünmektedir.
6- Karardan sonra bilhassa küme düşen kulüp başkanlarının yaptıkları açıklamada, bu karar nedeniyle Siyasi Önderlere ve bilhassa Sayın Cumhurbaşkanına teşekkür etmişlerdir. Lakin Trabzonspor Kulübü başkanı açıklamasında; “bu kararın TFF tarafından alındığını açıklamış ve buna nazaran Şampiyonluk dahi TFF tarafından belirlenmiştir” demektedir. Bu mevzuda birçok spor adamı ve gazeteci de TFF yönetiminin aldığı bu hukuksuz ve haksız karar ile ortaya çıkacak sonuçlardan etkilenmemek için siyasileri bilhassa bahse dâhil ettikleri savı karşısında bir açıklama yapacak mısınız? Yoksa haksız yere Sayın Cumhurbaşkanımızın isminin yıpratılmasına sessiz kalarak “plansız ve düşünülmeden yapılan bir işin” sorumluluğundan kaçmayı mı düşünüyorsunuz?
7- Alınan bu kararın hem UEFA nezdinde hem kulüpler nezdinde hem de siyaseten hem ülkeye hem iktidara bir kazanım sağlamayacağı açıkken; (Spor kamuoyunun ekser çoğunluğun ortak fikridir) alınan bu kararın hukuken de dava konusu olacağı ve bunun ret edileceği UEFA da bulunan uzmanlar tarafından açıklanmışken, bu kararın düzeltileceği konusunda Federasyonun bir çalışması bulunmaktamıdır?
8- TFF Yönetim Şurası olarak yapılan açıklamada dile getirilen destek “Takım Sayısının artışı, beraberinde gelir artışının sağlanacağı” olacağı görüşüdür.
Bu görüşün oluşabilmesi için en az 1 yıl mevzu üzerinde uzamanlar tarafından çalışma yapılması, bu çalışmanın ülkemizin fizikî şablonuna oturtulup oturtulamayacağı akademik olarak tespit edilmesi gerekir. Zra kimi elbiseler birtakım bedene küçük de gelebilir büyük de. Buna dikkat edilmez ise sonu felaketle sonuçlanması mukadder olur. Ki buna (5484 sayılı yasaya göre) TFF yöneticilerinin hakkı olmadığı açıktır.
O zaman bu bahiste kimi açıklamaları kamuoyuna açıklamak bize düşüyor. Birtakım görüşlere nazaran, “takım sayısının artışı, beraberinde gelir artışı da getirecektir” deniliyor. Halbuki bugüne kadar bunu doğrulayan biri bilgi bulunmamaktadır. Kadro Sayısı ile Gelir Artışı Ortasında Bir Korelasyon Yok! Lig’in 20 ekibe yükseltilmesi ile gelirlerin artacağına ilişkin somut bir korelasyon bulunmamaktadır. Bu türlü olsaydı, 18 kadrolu Bundesliga kadro sayısını artırırdı. Pekala, nasıl olmuş da, Almanlar bugün Mali manada Avrupa’nın Premier Lig’den sonra en fazla para kazanan Ligi pozisyonunda? Bundesliga bugün 3.168 Mio € ile Premier Lig’den sonra Avrupa’nın en fazla gelir elde eden ikinci ligidir. Aynı zamanda Bundesliga 1.382 Mio € Ticari gelirle yeniden Avrupa’nın en fazla ticari gelir elde eden ikinci Ligi pozisyonunda. Bu muvaffakiyetin altında yatan temel ögeler: Bundesliga’da futbol alt yapıda ve üst yapıda, ekonomik, finansal, yönetsel ve sportif olarak çok güzel yönetildiği için Avrupa’nın en pahalı ve en varlıklı liglerinden birisidir. Sportif performansta da birebir şekildedir. Futbol Kalitesini ve izlenilirliği Artırmadan Gelir Artmaz. Burada ekip sayısının artırılmasından daha çok Kaynakların Rekabetçi dengeyi artıracak, futbol kalitesini yükseltecek şekilde faal, verimli ve hakikat yönetilmesi çok önemli. Alman Ligi bu açıdan çok önemlidir. Gerekli alt yapıyı sağlamadan, futbol pastasını büyütecek kâfi izlenilirliğe (reyting) ulaşmadan grup sayısını artırmak, grup başına düşen pasta diliminin incelmesi manasına gelir ki, bu da yeni ekonomik ve finansal sıkıntıları beraberinde getirir. Ligi 20 gruba çıkartacak modelin ekonomik, finansal, yönetsel, sportif alt ve üst yapısını oluşturmadan muvaffakiyete ulaşmak mümkün değildir.
Kadro sayısı arttı diye Üstün Lig ’de izleyici sayısı çok artmaz. İzleyici sayısı artışının ekonomik, toplumsal ve sportif nedenleri vardır. Bu türlü olsaydı, 20 kadrolu liglere nazaran 18 kadrolu Bundesliga’nın son sırada olması gerekirdi.
O zaman TFF nin yapamadığı çalışma ile alakalı yapmak istediklerine o zaman biz yardımcı olalım…
Harika Ligin demografik yapısı (Bölgelere nazaran grup sayıları) daha dengeli hale getirilebilirse, grup sayısı elbette artırılabilir. Gerekli finansal kaynak bulunabilir ve mevcut kaynaklar efektif kullanılabilirse, ekip sayısının artışı olumlu katkı sağlayabilir.
Futbol pastası büyütülebilirse, bu durum daha manalı olabilir.
Pekala, bu mümkün müdür?
Hayır. O zaman bu durum ne cins Problemlere Yol Açabilir?
Kadro sayısı artacağı için (futbol pastası artırılamaz ise) grup başına gelir düşer.
Alt yapı harcaması (stat, tesis, vb.) için harcama yapmak gerekir. Zati krizde olan Türk futbolunu bu harcamalar daha da sıkıştırır.
Politik bir açılım olabilir. Bu da gerçek problemlere odaklanmayı engeller.
Sonuç olarak; Lig’de ekip sayısını artırma fikri, kulağa güzel gelen popülist bir söylemdir. Önemli olan kulüpler ortasında rekabeti maksimize edecek, futbol kalitesini artıracak bir şekilde Muhteşem Lig kaynaklarının optimal dağıtımını gerçekleştirebilmektir. Bugün Harika Lig’de UEFA FFP kriterlerini tutturabilen kulüp sayısı 3-5 iken, ekip sayısını artırmak, ilave problemlere davetiye çıkartır. GRUP SAYISINI ARTIRMAKTAN DAHA ÇOK FUTBOLUMUZUN KALİTESİNİ NASIL ARTIRABİLİRİZ’e odaklanmalıyız. Niteliği artırmadan, niceliği artırmak kalitesizliği beraberinde getirir. Böylesi bir kararın alınması öncesi çok âlâ düşünülmeli, araştırılmalı ve gerçek örnekler (Bundesliga) model alınmalıdır.
Kelam konusu soruları sormayı, tahlil önerisinde bulunmayı TFF başkan adayı sıfatım ile “kamuoyu adına” TFF başkanlığına sunmayı bir vazife addetmekteyiz. Çünkü spor kamuoyunda bu türlü bir çalışma yapılması açıkça belirtilmektedir. Bu yazının ortaya çıkması için bana takviye veren tüm spor kamuoyu, yönetici, müellif ve akademisyenlere yürekten teşekkür ediyorum.
Yıllardır TFF nun makûs yönetiminin sonuçlarının siyasilere mal etme hastalığı bir vatandaş olarak bizleri ve spor kamuoyunu son derece üzmektedir.
Hâlbuki işgal ettiğiniz makamı cesurca ve korkusuzca çok daha âlâ yapacak, bu zamana kadar futbolun kirli günah zincirine bulaşmamış milyonlarca vatandaşımız bulunmaktadır.
Kamuoyunun bölünmesine neden olan ve ekser çoğunluğun haksızlık ve hukuksuz olarak kabul ettiği, yasal destekten mahrum, adalet hissini sarsan kararın daha büyük problemlere neden olmadan kaldırılmasını kamuoyu ismine talep ediyoruz.
Tıpkı zamanda bu türlü bir berbat yönetim sergileyen TFF yönetiminin tüm şuralarıyla istifa ederek tarafsız ve bahadır takımların sorumluluk almasına imkan sağlamanız bir vatan sevgisi olarak addedilecektir.
Kamuoyuna hürmetlerimle sunarım. 03.08.2020
Erdal Akış
TFF Başkan Adayı
Ek 1. Türkiye Futbol Federasyonunun misyonları (5894 nolu Mayıs/2009 kanun
5894 sayılı kanun 1. Unsuru:
HUSUS 1 – (1) Bu Kanunun hedefi; her türlü futbol faaliyetlerini milli ve milletlerarası kurallara nazaran yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere, özel hukuk kararlarına tabi, hükmî kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonunun kurulması, teşkilat, misyon ve yetkilerine ilişkin temel ve yolları düzenlemektir.
UNSUR 3 – (1) TFF’nin vazifeleri şunlardır:
a) Türkiye’deki her türlü futbol faaliyetini yürütmek, düzenlemek ve denetlemek.
b) Futbolun gelişmesini ve yurt sathına yayılmasını sağlamak.
c) FIFA ve UEFA’nın yetkili organları tarafından konulan kuralların gereği üzere uygulanmasını sağlamak, ulusal talimatlar hazırlamak ve Türkiye’yi futbol ile ilgili hususlarda yurt dışında temsil etmek.
ç) Yurt içi ve yurt dışı futbol faaliyetleri için plan, program, gibisi her türlü düzenlemeyi ve anlaşmayı yapmak ve başarılı sonuçlar sağlanması için gerekli önlemleri almak.
d) Her seviyede karşılaşmalar düzenlemek ve milli kadrolar ile kulüp kadrolarının memleketler arası karşılaşmalara katılması ve çaba edebilmesi için gerekli önlemleri almak.
e) Fair Play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik prensiplerini gözetmek.
f) Üyelerinin, kulüplerin, futbolcuların, hakemlerin, yöneticilerin, teknik yönetici ve antrenörlerin, sağlık çalışanları, futbolcu temsilcileri ve karşılaşma organizatörleri ile öbür tüm ilgililerin FIFA, UEFA ve TFF tarafından konulan Statü, talimat ve düzenlemeleri ile bunların yetkili konseyleri tarafından verilen kararlara uymalarını sağlamak.
g) Şiddet, şike, teşvik primi, ırkçılık, doping ve her türlü ayrımcılıkla uğraş etmek.
ğ) Futbolu geliştirmek emeliyle; amatör futbol spor kulüp ve federasyonları ile bünyesinde futbol branşı bulunan engelliler spor federasyonlarına her türlü tıpkı ve nakdi yardımda bulunmak.
(2) TFF’nin teşkilat, misyon ve yetkileri, teşkilatın çalışma yordam ve asılları, oluşturulacak öteki şura ve üniteler, merkez, yurt içi ve yurt dışı teşkilat ünitelerinin misyonları ile bu Kanunun uygulanmasına dair öbür konular; TFF’nin üyesi bulunduğu FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak, Genel Heyetin yapacağı ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek TFF Statüsü ile Yönetim Heyetinin yapacağı ve aksi kararlaştırılmadığı sürece TFF’nin resmi internet sitesinde yayımlandığı gün yürürlüğe girecek talimatlarla belirlenirBeş Temel FIFA İlkesi
1.‘Uygun olan her yol’ ile futbolun gelişimini sağlamak
2.Maç tertipleri ile ülkeler ve federasyonlar ortasında “dostça ilişkiler” geliştirmek
3.Futbolda ırk, din ve siyaset ayırımı yapmamak
4.Üye federasyonlar ortasında oluşabilecek çatışmalar tahlil getirmek
5.Bütün futbol federasyonlarını denetim altında tutarak, futbolun istismar edilmesini ve uygun olmayan yöntem ve uygulamaları engellemek
