
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gelenekselleştirdiği aylık basın buluşmalarından bir yenisini daha gerçekleştirdi.
Toplantı uzundu.
İki saati geçti.
Anlatılanlar fazlaydı, konu başlıkları çoktu.
Ama…
Ne yazık ki, uzunluk içerik zenginliğini gölgeledi.
Zaman uzadıkça odak dağıldı. Konular birbirine karıştı.
Buradan küçük bir not düşmek gerekirse…
Bir sonraki toplantılar daha derli toplu, daha kısa ama daha derinlikli olursa,
hem anlatan hem dinleyen açısından daha verimli geçer.
Gelelim asıl meseleye…
Toplantının odak noktası turizmdi.
Bursa gibi binlerce yıllık geçmişe, doğaya, kültüre, lezzete sahip bir şehir için bu, geç kalınmış bir yüzleşmeydi.
Şehir güzel olabilir…
Ama eğer içeriği dolu değilse,
gelen bir daha gelmez.
Ve işte bu yüzden…
Bozbey yönetimi, turizmi sadece tanıtmak değil, yeniden tarif etmek istiyor.
Günlük ziyaretçiden çok, şehirde kalan, şehri hisseden, dönüşte de anlatan bir turist profili hedefleniyor.
Bugün Bursa’da ortalama kalış süresi bir gün bile değil.
Oysa bu şehir…
Tarihiyle, mutfağıyla, çarşısıyla, dağıyla, kültürüyle
bir günle anlatılamayacak kadar derin.

Hedef net:
Önce iki gece, sonra üç gece.
Çünkü turist şehirde kaldıkça…
Yalnızca konaklamaz.
Harcar, kazandırır.
Esnafa, otelciye, taksiciye, kahveciye…
Geçmişte yazımda bir önerim vardı:
“Bursa’da bir gece konaklayana ikinci gece %50 indirim.”
Tekrar hatırlatmakta fayda var.
Ama turizmi sadece belediye taşıyamaz.
Esnaf da bu işin ortağı.
Bir turist, yönlendirildiği bir restorana giriyor…
Menüde yazanla masaya gelen fiyat arasında fark varsa…
Kaçar.
Sadece o mekândan değil,
şehirden kaçar.
Bu nedenle çağrı açık:
Fiyatlar şeffaf olsun.
Hizmet net, tavır dürüst olsun.

Çünkü turizm, sadece görmek değil,
anlamak, hissetmek ve aidiyet kurmaktır.
Peki ne yapılıyor?
Sahiller sezona hazırlandı.
Körfez seferleri artırıldı.
Gastronomi Festivali yolda.
Gastronomi Haritası hazırlanıyor.
Ve…
Balibey Han meselesi.
Tarihin ortasında yükselen bu yapı…
Yıllardır Büyükşehir tarafından kullanılıyor.
Bu kez gastronomi merkezi yapılmak istendi.
Ancak…
Vakıflar Genel Müdürlüğü devreye girdi.
“90 gün içinde tahliye edin” dedi.
Neden şimdi?
Yıllardır sessiz kalan kurum,
Neden şimdi harekete geçti?
Üstelik birkaç ay önce aynı mekânda müze açılmışken…
Ziyaretçi sayısı artmış, tarih yeniden canlanmışken…
Yorum Bursalıya ait.
Ama şurası kesin:
Şehir kazanırken geri adım atmak, Bursa’ya kaybettirir.

Başkan Bozbey; sürdürülebilir Turizm Koordinasyon Merkezi kuruldu.
Green Destination etiketi geliyor.
Visit Bursa uygulaması hazır.
Artık turizm, belediyenin kenarda tuttuğu bir başlık değil.
Merkeze alınmış bir strateji.
Fazıl Say konserinden Leylek Şenliği’ne…
Körfez seferinden gastronomi haritasına kadar uzanan yeni bir vizyon söz konusu.
Ve bu vizyonun verdiği mesaj net:
“Gelen görüp geçmesin.
Kalsın, yaşasın, anlatsın.”
Son söz…
Turizm sadece döviz değil.
Bir şehri hissetme biçimidir.
Bir ziyaretçi, geldiği şehirde tarihi de görmek ister,
güleryüzü de, adaleti de, dürüstlüğü de.
Ve bizler,
önce bu şehri seversek,
sonra geleni misafir gibi değil, dost gibi ağırlar,
o zaman Bursa bir geçiş noktası değil,
bir hikâyenin başladığı yer olur.
Görev sadece belediyede değil.
Esnafta, vatandaşta, sokaktaki herkesin omzunda.
Ve eğer bu vizyon
ortak akılla, kararlılıkla ve şeffaflıkla yürütülürse…
Bursa, sadece turizmini büyütmez,
kendi hikâyesini dünyaya anlatan bir şehir haline gelir.