Bursa Teknik Üniversitesi’nden Gıda Endüstrisinde Sürdürülebilirlik ve Yenilik Çalışması

BURSA (İGFA) –
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), gıda sektöründe bitkisel kaynaklı ürünlerin kullanımını artırmak ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun yeni çözümler geliştirmek amacıyla önemli bir projeye imza attı. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Araştırma Görevlisi Mahmut Ekrem Parlak’ın liderliğinde yürütülen bu çalışma, gıda üretiminde yenilikçi ve çevre dostu yaklaşımların önünü açmayı hedefliyor. Doç. Dr. Furkan Türker Sarıcaoğlu’nun danışmanlığını üstlendiği proje, TÜBİTAK 1002-B Acil Destek Programı kapsamında desteklenmeye değer bulundu. Ayrıca, bu projeye ilişkin patent başvurusu Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılmış olup, yeni teknolojik gelişmelerin ticarileştirilmesi planlanıyor.
Projenin temel amacı, hayvansal proteinlere alternatif olarak fındık küspesi gibi bitkisel kaynaklardan elde edilen proteinlerin, gıda endüstrisinde köpürme, jelleştirme ve emülsiyon gibi fonksiyonel özellikler kazanmasını sağlamak. Bu sayede, geleneksel hayvansal proteinlerin kullanımını azaltarak, çevreye verilen zararı en aza indirmeyi amaçlıyor. Ayrıca, bu yeni protein fraksiyonlarının gıda ürünlerindeki performansını geliştirmek ve yaygınlaştırmak hedefleniyor.
SERA GAZINI AZALTMAK VE ÇEVRE DOSTU GIDA ÜRETİMİ
Proje yürütücüsü Mahmut Ekrem Parlak, hayvansal proteinlerin yoğun kullanımının sera gazı emisyonlarını artırdığı ve küresel ısınmasına katkıda bulunduğu gerçeğine dikkat çekti. “Bitkisel proteinlerin kullanımı artık kaçınılmaz hale geldi. Fındık küspesi gibi yan ürünlerin proteinlerinin, hayvansal proteinlere kıyasla daha üstün özellikler gösterdiğini belirledik. Örneğin, albümin sınıfı yumurtanın sağladığı köpürme performansını aşan, ayrıca prolamin ise yağ-su bağlama kapasitesiyle öne çıkıyor,” dedi.
Parlak, bu yöntemin diğer bitkisel kaynaklara da uygulanabileceğine vurgu yaparak, “Mercimek, fasulye ve nohut gibi diğer bitkisel protein kaynaklarının da aynı tekniklerle işlenip, gıda sektöründe kullanılabileceğini düşünüyoruz,” ifadelerini kullandı. Bu yaklaşım, hem ekonomik hem de ekolojik açıdan büyük avantajlar sağlıyor.
MALİYETLERİ AZALTAN VE ÇEVREYİ KORUYAN BİR ÇÖZÜM
Parlak, bitkisel proteinlerin, hayvansal proteinlere kıyasla çok daha düşük maliyetli olduğunu ve endüstriyel üretimde sürdürülebilirliği artırdığını belirtti. “İnsanlık, şu an tarihinin en yüksek sera gazı salınım seviyelerine ulaşmış durumda. Hayvancılık endüstrisi, karbon ayak izinin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Bu proje, hem ekonomik açıdan hem de çevresel açıdan önemli bir adım olarak görülüyor,” dedi.
BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ise, bu çalışmanın akademik alanda olduğu kadar, çevre ve ekonomi açısından da büyük bir kazanım olduğunu vurguladı. “Çevre dostu ve sürdürülebilir gıda üretimine katkı sağlayan bu projeyi desteklemekten gurur duyuyoruz. Ekibimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz,” şeklinde konuştu.