BursaYazarlar

Bir Doktor Kadar Gerekli

Kimse kusura bakmasın…

Ama bu ülkede bir doktor kadar, bir öğretmen kadar, bir mühendis kadar ihtiyaç duyduğumuz bir başka meslek daha var:

Psikolog.

Evet yanlış duymadınız.

Bir psikolog, herhangi bir branşta görev yapan bir doktordan farklı değildir.
Çünkü o da dinler…
O da teşhis koyar…
O da çözüm üretir…

Ama en önemlisi: O, insanın hayatına dokunur.

Bu çağda öyle bir noktadayız ki…

Artık herkes kırgın.
Artık herkes yorgun.
Artık herkesin kafasında bir şeyler var.

Gözler donuk, kalpler kırık, cümleler yarım.

Ama hala…

“Senin bir şeyin yok.”
“Takma kafana.”
“Dışarı çık, geçer.”

diyen bir anlayış hâkim.

Hayır, geçmiyor.

Çünkü bu çağ, insanın ruhunu lime lime ediyor.
Sürekli başarılı, sürekli güzel, sürekli mutlu olmamız bekleniyor.
Ve biz o kadar yoruluyoruz ki…

Ağlamaya bile vaktimiz kalmıyor.

Sonra panik atak başlıyor…
Sonra uykusuz geceler, iştahsız günler, içe kapanmalar…

İşte tam bu noktada devreye girmeli:

Psikoloji.

Çünkü bazen dua yetmez.
Bazen nasihat yetmez.
Bazen “geçer” demekle geçmez.

Bir psikolog, sadece bir dinleyici değildir.
O, duyulmayanı duyar.
Görülmeyeni görür.
Söylenemeyeni çözümlemeye çalışır.

Ama ne yazık ki…

Hâlâ psikoloğa gitmek bir ayıp gibi görülüyor.
Hâlâ “benim bir sorunum var” demek bir zayıflık gibi algılanıyor.

Oysa bu bir zayıflık değil.

Bu, cesaret.
Bu, farkındalık.
Bu, iyileşmeye niyet etmek.

Şunu artık kabullenmeliyiz:

Birçok insan, sadece iyi görünmeye çalışıyor.
Ama içindeki fırtınaları anlatmaya cesaret bile edemiyor.

Ve biz bu toplumsal sessizliği bozmazsak…
Bu ülkede ruh sağlığı konuşulmadıkça…

Hiçbir şey düzelmeyecek.
Ne ekonomi…
Ne aile yapısı…
Ne de eğitim sistemi…

Çünkü en büyük yatırım, insanın ruhuna yapılan yatırımdır.

Unutma…

İyileşmek başkasından değil, kendinden başlar.

Ve unutma…

“Bir sorun yokmuş gibi davranmak”, hiçbir sorunu çözmez.

Başa dön tuşu