BursaYazarlar

Gürsu’da Işık Var

Hayatta bazı şehirler vardır…
Gözden uzak diye, gönülden de ıskalanır.
Adı az anılır, sesi az duyulur, haritalarda bile biraz kenarda kalır.

Ama bazen…
Tam da bu sessizliğin içinden bir hareketlilik başlar.
Ve öyle bir tablo oluşur ki; “Burada bir şeyler oluyor” dedirtir insana.

İşte o kentlerden biri de Gürsu.

Ve biz bugün, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık’ın üçüncü döneminin ilk yılında, sahiden neler yaptığına biraz daha yakından bakmakla meşgulüz.

Mustafa Işık geçtiğimiz gün, basın mensuplarının karşısına çıktı.
Üçüncü döneminin ilk yılı geride kalmıştı.
Kürsüdeki en net mesajı şuydu:

“Verdiğimiz sözlerin önemli bir kısmını yerine getirdik, üzerine de yeni projeler ekledik.”

Siyaset arenasında bu tür cümleleri bolca duyarız.
Ancak burada farklı olan şu:
Ortaya konan işlerin bir kısmı elle tutulur, gözle görülür halde.

Tarım projeleriyle AB’den alınan hibeler, sadece tarlayı değil,
toprağa inancını kaybeden çiftçiyi de yeniden canlandırmış görünüyor.

Geri dönüşümle çevreye katkı, belediye bütçesine de ekonomik bir hareketlilik olarak yansımış.

İstihdam meselesi…
Her belediyecinin ağzında olan ama çoğunun hayata geçiremediği bir kavram.

Gürsu’da bu konuda somut adımlar atılmış.
Gençlere ve kadınlara yönelik girişimcilik destekleri,
“sadece laf değil, icraat da var” dedirtiyor.

Ve belki de en dikkat çeken detay:
Yapay zekâ destekli belediyecilik uygulamaları.

Doğal güzellikler Gürsu’da öteden beri vardı.
Ama onları vitrine koymak ayrı bir maharet ister.

Yeni oluşturulan turizm rotalarıyla, Gürsu artık sadece tabelalarda değil,
ziyaret rotalarında da kendine yer bulmaya başlamış.

Eğitimden çocuk gelişimine, dijital donanımdan sosyal projelere kadar geniş bir yelpazede girişimler yapılmış.
Herkesin dilinde olan ama kimsenin cesaret edemediği

‘Kent Estetiği’ bile konuşulmuş.

Millet Bahçesi ve Kent Meydanı gibi projelerle
“şehir gibi şehir” havası verilmek istenmiş.

Her şey iyi güzel.
Proje var, hibe var, teknoloji var, rota var…

Peki ya basın?

İşte burada durmak lazım.
Çünkü Gürsu’da bir şey eksikti:

“Basınla kurulan samimi ve sürdürülebilir iletişim.”

Üçüncü dönemin ilk yılında, belediyenin basınla pek haşır neşir olduğu söylenemez.
Sanki taşrada kalmak bir tercihmiş gibi, biraz kendi kabuğuna çekilmiş bir Gürsu Belediyesi profili çizilmiş.

Ancak bu tabloyu değiştiren bir gelişme de yaşandı.
Meslektaşımız Kübra Ulutaş  Gürsu Belediyesi’nde Basın ve Yayın Sorumlusu olarak atanmasıyla birlikte, farklı bir soluk gelmiş gibi.

Henüz kısa bir zaman oldu, mucizeler beklenemez elbette.
Ama ilk işaretler umut verici.

Dünkü basın toplantısında Meslektaşımız  Ömer Aydoğdu’nun Başkan Mustafa Işık’a yönelttiği cesur soru, toplantının en çarpıcı anıydı.


Sadece kendi adına değil, salondaki birçok gazeteci adına konuştu aslında.
Ve yıllardır masalarda fısıltı halinde konuşulan bir konu,
ilk kez mikrofonla yüksek sesle dile geldi

Başkan Işık, bu sorunun üzerine düşünmeli.
Ve belki de ilk defa, basınla kurulacak güçlü bir bağın,
bir ilçenin kaderini nasıl değiştirebileceğini fark etmeli.

Bir yıl boyunca yapılan işler, atılan adımlar, kurulan ilişkiler önemli.
Ama asıl önemli olan şu:

Bu adımlar bir yolun başlangıcı mı, yoksa sadece yerinde sayan bir hareketlilik mi?

Gürsu, potansiyeli olan bir ilçe.
Bu potansiyeli açığa çıkarmak, yönetim vizyonu kadar,
halkla ve basınla kurulan ilişkinin gücüyle de olur.

Ve tam da bu noktada şunu söylemek mümkün:

Gürsu’da Işık var.

Hem adıyla hem iradesiyle,
yeni bir dönemin işareti bu ışık…
Yeter ki, doğru yansıtılsın.

Başa dön tuşu