CHP BURSA MİLLETVEKİLİ ORHAN SARIBAL: “SARAY İKTİDARI VE YANDAŞLARI İÇİN ÜLKE CENNET, YOKSULLAR İÇİN CEHENNEMDİR”

Ocak ayı enflasyon rakamlarını Meclis’te düzenlediği basın toplantısında
değerlendiren CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, dünyada 140 ülkenin
yıllık enflasyonunun Türkiye’nin Ocak 2025’teki aylık enflasyon oranından
daha düşük seviyede olduğunu söyledi. 2003 yılından bu yana ortalama
fiyatların 24 kat, gıda fiyatlarının ise 35 kat arttığını vurgulayan Sarıbal,
“Ekonomiyi güllük gülistanlık ilan eden Saray iktidarı ve yandaşları için
ülke cennet, ancak yoksullar için cehennemdir” dedi.
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, ocak ayı enflasyon
rakamlarını ve zeytinyağı alım fiyatlarını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın “Aile Yılı” ilan ettiği 2025’in aile boyu fakirleşme ve aile boyu kriz
yılı olduğunu kaydeden Milletvekili Sarıbal, IMF tarafından 2024 yılı için
derlenen küresel enflasyon verilerine göre, Türkiye’nin enflasyon açısından
dünyada en kötü durumda olan 6. ülke konumunda yer aldığını, dünyada 140
ülkenin yıllık enflasyonunun Türkiye’nin Ocak 2025’teki aylık enflasyon
oranından daha düşük seviyede olduğunu söyledi. TÜİK’e göre 2003 yılından
bu yana ortalama fiyatların 24 kat, gıda fiyatlarının ise 35 kat arttığını
vurgulayan Sarıbal, “Ekonomiyi güllük gülistanlık ilan eden Saray iktidarı ve
yandaşları için ülke cennet, ancak yoksullar için cehennemdir. ENAG’a göre
yıllık enflasyon yüzde 81,02, aylık yüzde 8,22. TÜİK’e göre yıllık enflasyon
yüzde 42,12, aylık yüzde 5,03. Gıda enflasyonu ise aylık yüzde 3,86 artarken
yıllık 41,76 oldu. Ocak ayında gıda enflasyonu bir önceki aya göre yüzde 3,90
artarak son 10 ayın en yüksek gıda enflasyonu olarak kayıtlara geçti” dedi.
MARKETTE OCAK AYI ZAM ŞAMPİYONU KURU FASULYE
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyondan arındırılmış
rakamlarla halka masal anlattığını belirten Sarıbal, açlık sınırının 22 bin 131
liraya çıkarak yeni asgari ücreti ilk aydan geçtiğini vurgularken, “Türkiye,
Türkiye olalı böyle sefalet görmedi. Ocak ayında markette 41 ürünün 25’in
fiyatlar arttı, 18 üründe düştü. Zam şampiyonu yüzde 14,9 ile kuru fasulye oldu.
Üretici ve market arasındaki fiyat farkı ise yüzde 597,4 ile en fazla limonda
görüldü. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin açıklamasına göre limonun
üreticideki fiyatı 4 lira, marketteki fiyatı ise 27 lira olarak kaydedildi. Bu ülkede
her gece 1 milyon insan aç yatağa giriyor. 8,5 milyon çocuk sağlıklı
beslenemiyor, 6 milyon çocuk açlıkla boğuşuyor. Çocuklar süt içemiyor,
yumurta yiyemiyor, etin tadını bayramdan bayrama ancak hatırlıyor. Bir kilo et
800 TL, 200 liraya dolan market torbası bugün 1000 TL. Asgari ücreti değil,
hayat pahalılığını artırdılar, faturaları 1050’den 2000’e yuvarladılar, hiç
geçmediği yollara, köprülere halkı kaynak yaptılar, vergileri, zamları katladılar.
İnsanları sefalet içinde çalıştırıp, sonra ‘bakın, işiniz var’ diye lütuf gibi
sundular” ifadelerini kullandı.
ÜRETİCİ ZORDA: BANKA BORÇLARI ARTTI
Tarımsal girdi maliyetlerindeki yükselişin hızla sürdüğünü belirten Sarıbal,
“Gübre fiyatları bir ayda yüzde 10 artarken, sulama ücretlerindeki yıllık artış
yüzde 100’e ulaştı. Girdi fiyatlarına gelen her zam doğrudan gıda fiyatlarını,
yani tüketicileri de etkiliyor. Piyasada yaşanan fiyat hareketlerinin denetimi
yeterince yapılmıyor. Öngörülemez maliyetler tarımı tehdit ediyor. Artış gıda
fiyatlarına doğrudan yansıyor. Alım fiyatları belirlenirken artan maliyetler
dikkate alınmalı ve üreticilerimizin mağduriyeti önlenmelidir. Tarım sektörünün
bankacılık sistemine olan borçları da 2024 yılında 278,2 milyar lira artarak
868,6 milyar liraya yükseldi. Sektöre bu tutarın 685,2 milyar liralık kısmı kamu
bankaları, 183,4 milyar liralık kısmı da özel bankalar tarafından kullandırılan
kredilerden oluşuyor. 2024 yılında sektörün bankalara olan toplam borcu yüzde
47,1 oranında artarken, sektörün zamanında ödeyemediği için takibe alınan
kredileri ise yüzde 72 oranında artarak 3,6 milyar liraya yükseldi. İktidar üretimi
desteklemek yerine, dışarıdan buğdayı, arpayı, nohudu, fasulyeyi getirip çiftçiye
‘Üretme, ben ithal ederim’ diyor! Peki, bu düzen böyle devam edebilir mi?” diye
konuştu.