Yazarlar

HANGİMİZ DAHA HAYVANIZ!

Nereden başlasam, elle tutulur bir yanı yok!

Ne söylesem, ne yazsam hafif kalır!

Ağır yazsam savcı çağırır! Polis alır!

Ben “TÜRK ADALETİNE” güveniyorum.

Sussam…

Hz. Ali’nin buyurduğu gibi:
“Susan dilsiz şeytandır.”

O zaman sözlerimin bir sakıncası yok.

Ne söylesem hak ediyorlar!

Sokak ağzı diyelim.

Nazik diyecek halim yok ya;
“OH! Ellerinize sağlık, görmezden gelmişsiniz, duymamışsınız” diyecek halim yok, öyle değil mi?

Bir şekilde anlayacakları dilden dile getirmem gerekiyor, içimde kopan fırtınayı, hayvanların çektiği acıyı…

Anlarlar mı peki?

Asla ve katiyen!

Hatta beni eleştirebilirler bile.

Hiç şaşırmam…

Azı var, çoğu yok.

“Ulan Allahsızlar” diye başlasam, hakaret olur mu?

O zaman “bipppp”

Şerefsizler desem, bu da olmaz.

Olur mu, olur!

Yakışır mı?

Fazlasıyla!

Vicdansızlar desem, bu olur. Çünkü vicdansızlar!

Benim bu sözlerim, isyanım hiç kimseye değil.

Sadece birbirini yiyen köpeklere!

Niçin birbirinizi yiyorsunuz?

Aç mısınız, açıkta mısınız?

Belki de liderlik kisvesi altında…

Barınağa yeni konulmuşsa…

Her neyse işte!

Hayvan gibi yaşamayı öğrenemeyecek misiniz?

Biz insanlar, sizleri anlayamıyoruz, asla da anlayamayacağız.

Kime söylüyorum ben?

O hayvanın sesleri kulaklarımda yankılanıyor dünden beri, diyorum.

Ben onların Allah için savunucusuyum, hepsi bu!

Hepsi bu!

Peki, yaşananlara göz yumanlar?

Gemlik halkı, Umurbey halkı!

Siz, nezih ve merhametli insanlar, hiç mi görüp duymadınız bu olup bitenleri?

“Yavuz hırsız ev sahibini bastırmış.”

Suç işleyenlerden çok konuşanlar korkuyor.

Aslında bütün mesele burada yatıyor!

Bana dokunmayan yılan misali…

Bizler silkelenmediğimiz sürece Allah sarsacaktır ve sessiz kullarının ahını, intikamını alacaktır!

6 buçukluk sarsıntıya bakar her şey!

Deprem!

Bilahare bunu da kaleme alacağım.

Gerçi bu, en büyük depremlerden biriydi benim için.

İzlediğim video, o canların acı acı bağırmaları, kan revan içinde yerlerde sürüklenişi…

Aman Yarabbim!

Vicdanım el vermiyor yazmamaya.

VİCDANSIZ, ALLAHSIZLAR!

En başından başlamak istiyorum aslında.

Hanginizden başlasam, bilemedim ki!

Al birini, vur ötekine!

Köpek velisi olarak bilinen Buket Özgünlü’nün, hayvanseverlerden topladığı bağışlarla son iki yılda aldığı 65 araç alım-satımından mı?

“Araçlar hayvanlar için” demesi ne kadar inandırıcı, bilemedim.

Vicdanına kalmış bir şey.

Var mı o da ayrı bir soru işareti!

Bunun adını “insan sömürüsü” diye başlayıp, “hayvan katliamı” diye noktalarsınız.

Dava sürecini izliyoruz.

En son Konya’da yaşamıştık.

Köpeklerin başına kürekle vurup öldürenleri…

Fakat aklımın almadığı, kalbimin kaldıramadığı, dün bir video izledim.

Resmen büyük bir travma yaşadık biz, Gemlikliler!

Gemlik Umurbey Hayvan Barınağı’ndaki görüntülerle büyük şok yaşadık.

Böylesine nezih bir yerde bu nasıl olur dedirtecek cinsten, üstelik!

Alışamadık bir türlü hayvanlarla bir arada yaşamaya.

Çünkü bizler çok vahşiyiz!

Halk, görüntülerden sonra siyasilere verdi veriştirdi.

Özellikle de CHP Belediyesi’ne…

Peki, yanıt ne oldu?

“Hişşşşşşt! Sessizlik.”

Gerçi Konya’da yaşadığımız çok farklı mıydı?

Hayır!

Orada da AKP’ydi.

Soruyorum ben;

Sokak hayvanları adına soruyorum;

Hangimiz daha hayvan? Hangimiz daha vahşi?

Gemlikli olarak! İnsan olarak soruyorum sadece.

Gemlik Belediyesi, Belediye Başkanı S. Şükrü Deviren, Başkan Yardımcıları, Meclis üyeleri, seçim vaatlerinde hayvan barınakları sözü veren Gemlik Kent Konseyi…

Gemlikli olarak sizden bir açıklama bekliyoruz!

Veterinerlere soruyorum!

Bu hayvanlar birbirini yiyene kadar hiç mi duymadınız?

Hiç mi görmediniz Allah aşkına!

Gelen şikayetlere neden kulak tıkadınız?

Tıkamadıysanız eğer, bu hayvanlar birbirini yerken siz neyle, neredeydiniz?

Bu vahşete neden göz yumdunuz?

Gemlik ve çevre sakinleri sokak hayvanlarına gönülden sahip çıkıp bakıyorlar.

Barınaklardan daha da iyi, severek bakıyorlar!

Gönüllü esnaf kol kanat geriyor.

Şahsen ben, kış çetin geçecek endişesiyle, güvercinlere buğday, sokak hayvanları için mamalarını stokladım.

Aç kalmasınlar diye…

Benim gibi daha niceleri ve hatta barınaklara mama getiren gönüllüler, bu görüntüler karşısında tamamen hayal kırıklığına uğradılar.

Yıkıldık!

Yıkılın!

Kahrolduk!

Kahrolun!

Bir bitmediniz gitti!

Videoyu izleyenlere soruyorum şimdi:

“Hangimiz daha hayvanız, hangimiz daha vahşi?”

Yargı ne ceza verir, bilemem ama;

“Allah belanızı verecek!”

Buna hiç şüphem yok!

Allah (CC) buyurur ki; “Hayvanlar benim sessiz kullarımdır. Onlar şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklardır.”

Soruyorum şimdi;

Ne olacak?

Burada kim suçlu?

Kim, ne ceza alacak?

Bekleyip göreceğiz.

Gemlik halkı duyarlı ve hayvanseverdir.

Her kapının önünde su kabı ve mama görebilmek mümkündür.

Sevgiyle kalın…

Ben elimden geldiği kadar kalmaya çalışıyorum.

M&DE

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu