
Prof. Dr. Mehmet YÜCE
Bişkek’te gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) On Birinci Zirvesi’nin “Türk Dünyasının Güçlendirilmesi: Ekonomik Entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes için Güvenlik” şeklinde açıklanan teması oldukça önemli ve dikkat çekiciyi. Zirve sonucunda alınan kararlar ve onaylanan bildiri de aslında bu tema çerçevesinin tesadüfen belirlenmediği göstermiştir. Zirvede alınan kararlar kadar, liderlerinin diplomatik kuralları bir tarafa bırakarak samimi ve kardaşane kucaklaşmaları ve zirvede yaptıkları konuşmalar da dikkat çekti. Mesajların hepsi samimi, doyurucu ve ümit vericiydi.

Zirve dolayısıyla ata yurdu Bişkek’te bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl dönümüne özel olarak Türk dünyasının yetiştirdiği büyük fikir adamı İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” şiarına yer verdikleri hatıra parasını takdim etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Teşkilat’ın Avrasya coğrafyasında ve ötesinde istikrar ve refah iklimini güçlendiren ve örnek alınan bir platform hâline geldiğinin altını çizerek, Türkiye’nin önemli fikir adamlarından Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’in “muvaffakiyet için önce irade lazımdır” dediğini hatırlattı. Türk dünyasını ilelebet payidar kılacak güçlü iradenin bu zirveye katılanlarda ziyadesiyle mevcut olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hep beraber gönül ve ülkü birliği içerisinde çalışarak, Teşkilatı çok daha ileriye taşıyacaklarını vurguladı. İsrail’in Filistin ve Lübnan’daki katliamlarına karşı Türk dünyasının da kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğin belirten Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşının diplomatik yollarla kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasında Türk Devletlerinin destek verilmesinin önemine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 175 milyona ulaşan genç ve dinamik nüfus, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmi ve zengin kültür mirasının büyük atılımlar gerçekleştirmek için birlikteliğe sağlam bir temel teşkil ettiğini belirterek, “Ticaret ve ekonomi başta olmak üzere, bilim, enerji ve ulaştırma gibi alanlarda potansiyelimizi ortaya çıkaracak çalışmalarda bulunmamızda fayda vardır. 2040 vizyonumuzun unsurlarından Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması üzerindeki müzakerelerin tamamlanmış olmasından memnuniyet duyuyorum. Ayrıca geçen sene hayata geçirdiğimiz Türk Yatırım Fonu’nun yakın zamanda faaliyete alınarak projelerimize destek sağlayacağından eminim. Enerji konusunda da tek bir kaynağa bağımlılığımızı azaltarak yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım yapma hedefiyle iş birliğimizi yoğunlaştıralım. Ulaştırma bağlamında ortak koridor projemizin sunduğu eşsiz fırsatlardan yararlanalım.” hususlarına dikkat çekti. Ayrıca 34 harften oluşan ortak alfabesi üzerinde mutabık kalınmasının önemini vurgulayarak Türk Devletlerinin bu konuda somut adım atmaları gerektiğinin önemini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bugünlere engelleri aşarak geldik ama hala katetmemiz gereken ciddi mesafe var. Önümüzdeki dönemi Türk Dünyası Yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışacağız.”, şeklindeki vurgusu üye ülkelerin Türk Birliği için somut çabalarının devam edeceği ve önümüzdeki dönemde TDT’ye üye ülkelerinde daha yoğun işbirliği içinde olacakları şeklinde yorumlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bugünlere engelleri aşarak geldik ama hala katetmemiz gereken ciddi mesafe var. Önümüzdeki dönemi Türk Dünyası Yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışacağız.” ifadesi SSCB’nin dağılması sonrasında 1992 yılında Ankara’da düzenlenen ilk Zirve olan Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi ile temelleri atılan, 2009 yılında Nahçıvan Zirvesiyle kurumsallaşan ve 2021 İstanbul Zirvesiyle Türk Devletleri Teşkilatının gelişme sürecindeki zorluklara rağmen ortaya konulan somut iradenin başarısı ve daha alınması gereken önemli mesafenin bulunduğunu veciz bir şekilde dile getirilmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk Dünyasının tarih, sosyo-ekonomik ve siyasi önceliklerini vurgulayarak yaptığı vizyoner konuşması yanı sıra diğer Türk Devletleri Liderlerinin konuşmaları da ciddi mesajlar içermekteydi. Türk Devletleri cumhurbaşkanları içinde konuşması en fazla dikkat çeken lider Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev oldu. Sayın Aliyev’in en önemli özelliklerinden biri bölge ve dünya gerçeklerini çok net bir şekilde dile getirmesi ve yaptığı konuşma da bu gerçeklerle örtüşüyor olmasıdır. O nedenle sayın Cumhurbaşkanı hem bölge gerçeklerini dile getirmiş hem de Türk halklarına tercüman olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanının konuşmalarında vurguladığı tüm hususlar hem Türk halklarının talepleri, hem bölgede istikrar ve güveni sağlayacak öneriler hem de giderek kaosa sürüklenen küresel politik düzene gerçekçi alternatif bir seçenek sunmaktadır. Bu öneriler aynı zamanda güçlü bir Türk Birliğinin temel unsurlarını teşkil etmektedir.

Cumhurbaşkanlığı seçim sonrasında gerçekleşen yemin merasimi sonrasında 14 Şubat 2024 tarihli kürsü konuşmasında yaptığı ilk konuşmada “Bizim ailemiz Türk dünyasıdır. Bizim başka ailemiz yoktur. Türk Devletleri Teşkilatına üye olan ülkelerle kardeşlik ilişkilerimiz var ve bizim siyasetimiz Türk Devletleri Teşkilatını güçlendirmektedir.Biz birlik olmalıyız ki Türk Devletleri Teşkilatı global arenada önemli bir aktör ve güç merkezi haline gelsin. Buna ancak birlikte başarabiliriz” vurgusu yapan sayın Aliyev, Şuşa’da gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Gayrıresmi Zirvesi’nde de “Türk ülkeleriyle ilişkilerin genişletilmesi, Türk dünyasının ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlendirilmesi Azerbaycan’ın dış politikasının öncelikli yönüdür. Azerbaycan her zaman Türk dünyasının sıkı bir şekilde birleşmesi, onun siyasi, ekonomik ve askeri gücünün artması, küresel arenada bir güç merkezi haline gelmesi için çabalar göstermiştir. Türk Devletleri Teşkilatı dünya çapında güç merkezlerinden birine dönüşmelidir.” hususlarını vurgulamıştır.
Böylece Türk Birliğine giden yolun yapıtaşları ya da yol haritası belirleyen sayın Aliyev, Bişkek Zirvesinde de bu husustaki alınan mesafe “Şu anda dünyada artan tehditleri göz önünde bulundurarak, savunma, güvenlik ve savunma sanayi alanlarındaki işbirliğimiz büyük önem taşımaktadır. Son dönemde, hukuk-koruma ve güvenlik organlarımız arasındaki işbirliği daha da genişlemiştir.” sözleriyle ifade etmiş ve Türk Birliğinin sağlanması için de TDT’nin uluslararası alanda yeni bir aktör olarak rol alması, savunma ve güvenlik alanında daha yoğun işbirliği yapması ve ekonomik entegrasyonun sağlanması gerektiğini vurgulamıştır. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında TDT’nin mevcut bütçesinin daha da güçlendirilmesi konusuna değinmesi de büyük öneme haizdir. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen tüm bu hususlar Türk Birliği için elzem olduğu kadar Bölgenin barış ve istikrarı için de gereklidir..
Türk Dünyası manevi başkenti Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevkat Mirzoyoyev, son dönemde küresel jeopolitik süreçlerin giderek karmaşık hale geldiğini, öncü ülkeler arasındaki rekabet ve güvensizlik ortamının arttığını, çatışma ve savaş merkezlerinin artarak tehlikelerin çoğaldığını dile getirdi. Mirzoyoyev, söz konusu sorunların yarattığı olumsuzluklar her ülke tarafından ciddi bir şekilde hissedildiği ve bu sorunların dünya ticaret ve siyasetini olumsuz etkilediğini vurguladı. Sayın Cumhurbaşkanı TDT üye ülkelerin siyasi ve güvenlik alanlarındaki diyaloğun sistemli olarak sürdürülmesi, ortak menfaatleri dikkate alarak uluslararası sorunlar konusunda ortak ve net tutum sergilenmesi gerektiğini vurgulayarak hiçbir şeyin Gazze Şeridi ve Lübnan yaşanan benzeri görülmemiş insani trajidiyi haklı gösteremeyeceğine dikkat çekti. Orta Asya’nın (Batı Türkistan) kalbi, bölgede en fazla nüfusuna sahip, bölgedeki tüm devletlerle komşu olana tek devlet ve ayrıca Afganistan’la sınırı bulunan Özbekistan’ın uluslararası kaotik yapı ve güvenlik sorunu öncelemesi ülkenin karşı karşıya bulunduğu riskleri de açıklamaktadır.
Zirvenin TDT’nin birliğini daha da pekiştireceğine inandığını dile getirerek “Türk Devletleri Teşkilatı, kısa sürede saygın bir kuruluşa dönüştü. Dünyadaki rolü güçlendi. Bu, birliğimizin ve ortak gücümüzün başarısıdır.” ifadesinde bulunan Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Comart Tokayev, Türk devletleri arasındaki ticareti geliştirmenin önemini vurgulayan Tokayev, “Türk Yatırım Fonu verimli çalışmalarını sürdürüyor. Bunu Türk Dünyası entegrasyonunu derinleştirmeye yönelik atılan önemli adım olarak nitelendiriyorum.” konusunu vurguladı. Türk Dünyasının ekonomik işbirliğini geliştirmek için Orta Koridorun potansiyeli tam olarak kullanılması gerektiğine işaret eden Tokayev, finans yatırımı alanındaki işbirliğinin de güçlendirilmesinin öneminin altını çizdi.
Dönem başkanlığını Kazakistan’dan devralan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov zirvede yaptığı açılış konuşmasında, “Bişkek zirvesinde alınan kararların hayata geçirilmesine destek sağlamak için tüm çabaları sarf etme niyetindeyiz. Dönem başkanlığımız Türk Dünyası 2040 vizyonu programına, 2022-2026 dönemleri TDT stratejisine, örgütün diğer stratejik belgelerine vurgu yapacak” ifadesinde bulundu. Caparov ayrıca, “Kırgızistan ekonomik iş birliğine büyük önem veriyor. Kırgızistan’ın TDT ülkeleriyle ticareti son yıllarda yaklaşık yüzde 62 arttı. Bu başarı bizim doğru yönde ilerlediğimizin göstergesidir” diye konuştu. Caparov, dönem başkanlığı çerçevesinde hizmet, finans, çalışma piyasalarını oluşturmak ve desteklemek, dijital ticaret, tarım, teknoloji ve turizm gibi birçok alanda hükümetler arası anlaşmalara yönelik müzakereler önereceklerini hususunu vurguladı. Filistin meselesine de değinen Caparov, “Kırgızistan, Filistin-Gazze meselesinin barışçıl çözümüne yönelik dünya kamuoyunun çabalarını birleştirmeyi destekliyor ve bu meselede iki devlet ilkesine bağlılığını vurguluyor.” şeklinde konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Teşkilatın 2040 Vizyonunda belirtildiği gibi ülkeler arasında ekonomik ilişkilerin ve işbirliklerin geliştirilmesine önem verildiğini vurgulayarak tarihi İpek Yolu’nun canlandırılmasına yönelik çalışmaların yapıldığını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’de stratejik bir noktada bulunduğunu kaydetti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletler Teşkilatı’na üyeliğiyle birlikte Türk Dünyası’nın Doğu Akdeniz’deki bağlantılarının güçlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurum ve kuruluşlarıyla TDT’nin faaliyet gösterdiği her alanda çalışma yapma kararlılığında olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında Kıbrıs Türkü’ne uygulanan haksız izolasyonların kaldırılması için verilecek desteğin önemli olduğunu vurguladı.
Sonuç olarak, Bişkek’te gerçekleşen “Türk Dünyasının Güçlendirilmesi: “Ekonomik Entegrasyon, Sürdürülebilir Kalkınma, Dijital Gelecek ve Herkes için Güvenlik” temalı Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) On Birinci Zirvesi’nde liderlerin mesajlarına bir bütün olarak bakıldığında liderler, zirvenin temasına uygun olarak üye ülkeler arasında ekonomik işbirliği konusunda yoğunlaştıkları, mevcut dünya düzeninde yaşanan kaotik durum karşısında üye ülkelerin ortak güvenlik ve savunma konusunda daha yoğun işbirliği yapmaları gerekliliği, uluslararası sorunlar karşısında ortak hareket etmelerinin önemi, TDT’nin bölgesel ve küresel etki alanının genişletilmesi, Bölgede ve küresel düzeyde barış ve istikrar için TDT’nin daha etkin rol olması, Rusya-Ukrayna sorunun diplomatik yollarla hal edilmesi ve İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki katliamlarına karşı iki devletli çözüm önerisi öne çıkmıştır. Ayrıca lider, Orta koridor ve enerji alanında işbirliğinin stratejik bir hamle olarak ifade etmişlerdir. Liderleri samimi mesajları ve son üç yılda alınan mesafe TDT’nin giderler daha güçleneceği ve uluslararası arenada bir güç haline geleceğine ilişkin ciddi ümit vermektedir.