Bursa’da Cinsel İstismar Davasında Hapis Cezaları

Bursa’da Cinsel İstismar Davası

Bursa’da, sosyal medya üzerinden tanıştığı Firuz Naobi’nin evine giden 16 yaşındaki E.T., Naobi ve üç arkadaşının defalarca cinsel istismarına maruz kaldı. Olayın ardından, mahallelinin tanımaması için kıza erkek kıyafeti giydirilip 200 lira verilerek evine gönderildi. E.T.’nin şikayeti üzerine tutuklanan sanıkların yargılandığı davada karar çıktı. Naobi ile Samet Ali Nazeri, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçunu ‘zincirleme’ işledikleri gerekçesiyle 40 yıl 6’şar ay, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’tan 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca, DNA’larına rastlanmayan Sufi Pivani ve Naser Ahmed Azizi’ye ise ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 36’şar yıl, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’tan 12’şer yıl hapis cezası verildi.

Olayın Gelişimi

Bursa’da yaşayan E.T., sosyal medya üzerinden tanıştığı Firuz Naobi ile Kasım 2023’te buluşmaya karar verdi. E.T., bir gün birlikte vakit geçirip yemek yedikten sonra Naobi’nin, Naser Ahmed Azizi, Samet Ali Nazeri ve Sufi Pivani ile birlikte kaldığı Kestel ilçesindeki evine davet edildi. Burada, Naobi’nin arkadaşlarıyla tanışan E.T., aklında kötü bir düşünce olmadan sohbet etti. Ancak bir süre sonra kendini kötü hissettiği için odaya çekildi. Bu sırada içeri giren Naobi ve arkadaşları, E.T.’yi el ve ayaklarından tutarak etkisiz hale getirdi ve defalarca cinsel istismarda bulundu. Şüphelilerin, “Yaşadıklarını anlatırsan sana daha kötüsünü yaparız” tehdidiyle, E.T.’yi tanınmaması için erkek kıyafeti giydirip 200 lira vererek evine göndermesi dikkat çekti.

Mağdurun İfadesi

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde tutuklu sanıklar hakkında Bursa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İlk duruşmada pedagog eşliğinde ifade veren E.T., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Geçtiğimiz ekim ayında sosyal medyada Firuz ile tanıştık. Kasım ayında buluşmaya karar verdik. O gün birlikte gezip yemek yedik. Daha sonra beni evine davet etti. Ben de gittim. Burada, bana hiç bahsetmediği 3 arkadaşı vardı. Aklımdan kötü bir şey geçmedi. Sohbet ettikten sonra kendimi kötü hissettiğim için odaya çekildim. Bu sırada içeri giren Firuz ve 3 arkadaşı, ellerimi ve kollarımı bir anda tutup, beni yatağa uzattılar. Yalvarmama rağmen gece boyunca bana cinsel istismarda bulundular. En fazla istismarı erkek arkadaşım yaptı. Sabah ise beni tehdit edip bir miktar para vererek evlerinden gönderdiler. Onlardan şikayetçiyim.”

Sanıkların Savunmaları

Tutuklu sanıklardan Naser Ahmed Azizi, E.T. ile Firuz ve Samet isimli arkadaşlarının isteğiyle ilişkiye girdiğini ileri sürdü. Firuz Naobi ise, tüm suçlamaları reddetti ve E.T.’yi sabah gönderirken mahallelinin tanımaması için ona erkek kıyafeti giydirip taksi ücreti olarak 200 lira verdiğini belirtti. Sufi Pivani’nin avukatı Münevver Bilir de “Müvekkilin DNA’sı olay yerinde bulunmayıp, mağdurun beyanı haricinde cezalandırılmasına yol açacak bir delil bulunmamaktadır. Mağdur beyanları suç tarihini net olarak tespit etmeye elverişli olmayıp, muhtemel suç tarihlerinde müvekkile ait baz istasyonu verileri kendisinin olay anında olay yerinde olmadığını göstermektedir.” şeklinde savunmada bulundu.

Mahkeme Kararı

Mahkeme heyeti, E.T. ile defalarca ilişkiye giren Naobi ve Nazeri’ye suçu ‘zincirleme’ olarak işledikleri gerekçesiyle, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 40 yıl 6’şar ay, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçundan ise 12 yıl olmak üzere toplam 52 yıl 6’şar ay hapse mahkum etti. DNA’larına rastlanmayan Sufi Pivani ve Naser Ahmed Azizi’ye ise, Yargıtay’ın ‘Cinsel istismar olaylarında, birisi yapar da diğeri de yanında olursa hem kendi eyleminden hem de yanında beklediği diğer kişinin eyleminden sorumlu olur’ içtihadı doğrultusunda, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 36’şar yıl hapis cezası verildi. Sanıklar, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçundan da 12’şer yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, “İyi hali hak ettiklerini düşünmüyoruz” diyerek verilen kararda herhangi bir indirim uygulamadı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Özge Çağıl Sütçü – 3.Sayfa