Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Ekonomide, savunma sanayiinde, bağımsız güce ulaşma çalışmalarında, eğitimde, sağlıkta, dış siyasette ve daha birçok sahada Türkiye’nin giderek güçlenmesi, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün asıl sebebidir. 27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a kadar bütün darbelerin gayesi ve ana hareket noktası, Türkiye’nin bir güç olarak öne çıkmasını, bağımsız siyasetler geliştirmesini, global paylaşımın nesnesi olmaktan çıkıp ana aktörlerden biri olmasını engellemektir” dedi.
TBMM Başkanı Şentop, TBMM’de düzenlenen 15 Temmuz şehitlerini anma merasiminde konuştu. Şentop, alçakça teşebbüsün mağlup edilmesi için canlarını fedâ eden şehitlere rahmet, o gece yaralanan gazilere sıhhat ve iyi uzun ömür dileyerek konuşmasına başladı. Şentop, “Milletimiz, o gecenin kahramanlarını gönlünün ve zihninin en mutena konumuna bir ibret vesikası, bir pusula olarak nakşetmiştir. Bu türlü manalı bir günde ve bu türlü bir mekânda söz etmek isterim ki, kaderin irade yayından istikbale bir umut ve argüman oku olarak fırlattığı aziz milletimizin mâzisi, yavuz imtihanlardan geçmek, ecnebi tasallutuyla bir avuç hainin tertibi arasında yoğrulmak olmuştur. Evvelâ ve ehemmiyetle tabir etmeliyim ki, biz bir matem merasimi, gidenlerin akabinde ağıt yakmak için burada değiliz. Burada bir araya gelişimizin gâyesi ve mânâsı, 15 Temmuz ihanetine geçit vermeyen kararlılığın hâlâ diri, o asil mukavemet ruhunun el’an câri olduğunu ilan etmektir” sözlerini kullandı.
Şentop, şöyle konuştu:
“Tarihen ve tecrübeyle sabittir ki, cemiyetleri kahramanlar ilerletir, milleti şehitler ve fedâ hissiyle öne atılanlar yükseltir. Dolayısıyla buradaki toplantımız, cemiyetin kahramanlarına, milletin şehitlerine borcunu ödeme, bunu da bıraktıkları asil mirası üstlenerek yapma gayesine matuftur. Şu arkamda gördüğünüz anıt, o gece vatanı istilâ, iradesi esir edilmesin diye meydanlara akıp kökü dışarıda bir ihanet şebekesinin yaktığı zulüm ateşini kanlarıyla söndüren kahramanların aziz hatırasına dikilmiştir. Bu anıtın burada, 100 yıl önce vatan sathının her bir bucağından verilen destekle açılmış olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bahçesinin kalbinde yükselmesi boşuna değildir ve bunun iki esaslı sebebi vardır. Evvela, 100’üncü yılını iftiharla kutladığımız bu ulvî Meclis, Millî Mücadele’nin karargahlığını yapmış ve gazilik ünvanını her zerresiyle haketmiş bir millî merkezdir. İkincisi, 15 Temmuz gecesi işbirlikçi kimlikleriyle en net bir şekilde ortaya çıkan ihanet çetesinin ana amaçlarından birisi de, Millî Mücadele’nin karargahı ve millî iradenin tecelligahı olan bu ulvî Meclis olmuştur. Buraya saldırmışlardır, zira düşman tasallutunun içimize sızdırdığı bu ihanet taifesi zannetmiştir ki, düşman toplarının sesi Polatlı’dan gelirken bile direnmeyi teslimiyete tercih eden bu millî merkez düşürülürse Türkiye’nin diz çökmesi kolay olacaktır. Lakin o denli olmadı ve hainin hesabı tutmadı. O gece bu âli Meclis’te, az ileride Genelkurmay kavşağında millet direnirken, az yukarıda Emniyet Genel Müdüriyeti önünde emniyet güçlerimiz ve vatandaşlarımız hainlere geçit vermezken, gazi Meclis’in onurlu mensupları, bombaların altında millî iradeyi kahramanca savundular.”
15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün temel sebebinin Türkiye’nin dünyada kelam söylemesini mümkün kılacak, mevcut global sistemin adaletsizliklerine itiraz edecek bir güç haline gelmeye başlaması olduğunu vurgulayan Şentop, “Ekonomide, savunma endüstrinde, bağımsız güce ulaşma çalışmalarında, eğitimde, sağlıkta, dış siyasette ve daha bir çok ortamda Türkiye’nin giderek güçlenmesi, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün asıl sebebidir. 27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a kadar bütün darbelerin gayesi ve ana hareket noktası, Türkiye’nin bir güç olarak öne çıkmasını, bağımsız siyasetler geliştirmesini, global paylaşımın nesnesi olmaktan çıkıp ana aktörlerden biri olmasını engellemektir. Her on yılda bir gerçekleşen, nesilleri tarumar eden, vatandaşla devleti arasında aşılmaz duvarlar örüp siyasi kan davaları başlatan ve milleti fakirleştiren bütün darbeler, Türkiye’nin ilerlemesine, kalkınmasına ve refahına yönelik yabancı kaynaklı akınlardır. Dolayısıyla, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünü anarken, şehitlerin kahramanlığını ve gazilerin fedakarlığını hatırlamakla yetinemeyiz. Şayet o gece milletimizin gösterdiği direnişin gereğini yapmak istiyorsak, Türkiye’nin kalkınması, büyümesi ve bağımsız bir güç olarak yükselmesi yönünde geliştirilen siyasetleri sürdürmek zorundayız” dedi.
